şu an ne hissettiğine bir bak. bedeninde, zihninde ve kalbinde neler neler oluyor farkına varabiliyor musun? nefesini izleyebiliyor ve anda kalmayı başarabiliyor musun?
etrafta bir koşturmaca var, zihinde yakalayamadığımız düşünceleri; acele edince, koşunca, hızlı konuşunca, çok yeyince, daha çok isteyince sanki o içses'i susturup devam edebilecek gibi koşturmaya devam ediyoruz.
Sanki varacak yere o yolları geçmeden, yolları unutup da vardığımız yerde mutlu olacakmışız gibi.
Mutlu bir hayat zihnin sükunetinde yatar diyor Cicero, bunu temel alarak zaten mutluluğun da tanımını anlik bir neşe hali yerine sürekli bir memnuniyet ve dengelilik hali olarak yapabiliyoruz.
Koşturmaya ne için başladığını bilen insan, kendi memnuniyetini meraklarıyla istekleriyle renklendirince dengeyi daha kolay yakalıyor.
Şimdi gene bana gelecek olursak, tüm fiziksel sükunetimi koruyarak, hayattan beklentilerimi ve çalışmak için harcadığım tüm zamanı en yakın zamanda rotamızı Asya'ya doğru yöneltmek için kullanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder