selam!
hayata çok yabancılaştığımı hissettiğim nisan-mayıs-haziran aylarının ardından daha az yabancılaşmak için her şeyi bıraktım, neredeyse. buradaki son yazımı da şimdi okudum, 18 temmuz oldu geceyarısı şimdi.
buraya yazmadığım ama her gün günde 15dk sabah sayfaları yazdığım bir dönem oldu mayıs ayında. zaten bende iplerin koptuğu zamanlardan biri sanki mayıs ayıydı. artık gezegenler nasıl açılar yaptı hiç bilmiyoruz, silkeledi geçti sanki bütün hayatı. böyle olduğuna bakma, sanki dışarıdan hiçbir şey olmamış gibi görünüyor. ben aynı ben, sadece yer değiştirdim.
şimdi köksüz ve savruluyor gibi hissediyorum yine kendimi. bu sefer niyeyse daha kendinden emin, kök saldığım yerler olduğu içindir belki de.
bir şarkı çalıyor kafamın içinde günlerdir, dilimde mırıltısı
Bir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var, dönmek de yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Gel vazgeçelim hiç zorlamadan
Sen aklı selim, ben yorgun adam
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Yine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzak :)) Pinhani.
kendime bir yer bulmaya çalışırken şu ara sımsıcak yaz günlerinin avare tadını çıkarıyorum. bazen de suçluluk hisleri geliyor ve çok da çıkaramıyorum hiçbir şeyin tadını :) sanki bu avarelik hakkımdır. bu geçen ayları öyle özetleyemiyorum ki kopuk kopuk olduğu için. sonunda bir nefes an bulup bağzı güzel deneyimlerin bıraktığı hislerin de olduğunu hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder