24 Nisan 2017 Pazartesi

Ölmeden önce yapılacak şeyler, sevdiğiniz yazarla yazışın. İlk adımı attım bir heves :)

Azra hanım merhaba,
Bu bir röportaj ya da etkinlik daveti değil ancak size ulaştığını umduğum bir mesaj benim için. 2017'nin ilk ayında okudum Fi Çi Pi üçlemesini. Çatlama cesareti gösteren tohumlar olarak nitelediğiniz insanlık benim için çok şey ifade ediyor. Kitabın genel olarak hayata bakışı, kendimden o hayatta bulduğum parçalar hem öyküyü hem derinliğini daha çok anlamamı sağladı, bunun için ayrıca teşekkür ederim.
Ben bu sene psikoloji bölümünden mezun oldum,kitapta psikolog bir karakter oluşu ve akademik(bence eğitimli diye belirttiğimiz insanların bilmesi gereken) birçok noktayı kitabın içinde işlemenizi ayrıca sevdim. Benim lisans eğitimi boyunca gördüğüm ruhu yok sayan, sadece bilinç odaklı eğitime karşın gerçek hayatta içinde bulunduğum birçok durumu psikolog bir yazar tarafından benim gördüğüme benzer şekilde yorumlandığını görünce ve bunu okuyunca da çok sevinmiştim.
Şimdilerde yoga eğitmenliği yolunda ilerlerken meditasyonun insanın hayatında ne büyük etkileri olabileceğini gördüm. Karma, çakralar ve enerji kelimeleriyle düşüncelerim yoğrulurken psikoloji eğitimimden çok uzakta içsel bir denge bulma yolunda hissediyorum kendimi. Size daha önce kitapla ilgili sohbet etmek için mail atmayı düşünmüştüm ve elim gitmemişti klavyeye bir şekilde. Bugün bir yoga dersinde (1saatlik bir asana(fiziksel hareketler) pratiğinin ardından en az 15 dakika meditasyon yapılır ve meditasyonda yoğunlaştıkça düşünceler ya da duygular açığa çıkabilir) bu maille ilgili zihnime attığım tohum çatladı ve yazmam için bir şey beni dürttü.
İşte belki başka bir zaman diliminden, belki sizin olduğunuz yerden fiziken uzaktan bir merhaba demek istedim.
Linkte de blogumu paylaşmak istiyorum izninizle.

http://anlamlandiramadigimbirseyler.blogspot.com.tr/

güzel, sevgi ve umut dolu günlere,
Sevgiyle,
Gevher.

31 Mart 2017 Cuma





Dhyana bir zihinsizlik evresi anlamına gelir; konsantrasyon, düşünme, meditasyon yoktur. Yalnızca tüm düşüncelerin kaybolduğu derin, engin bir sessizlik vardır. Bilinç gölünde hiçbir dalga olmadığında; bilinç var olan her şeyi -yıldızları, ağaçları, kuşları, insanları, var olan her şeyi- hiçbir şekilde çarpıtmadan, yorumlamadan, hiçbir önyargı katmadan yansıtan bir ayna görevi görür.

Senin zihnin budur: önyargıların, ideolojilerin, dogmaların, alışkanlıkların.

29 Mart 2017 Çarşamba

Aşk bu değil ve zaten Hakikat hiçbir sözcük tarafından taşınamaz. Hakikat yalnızca tecrübe edilebilir. Hakikat yaşanabilir, ama onu söylemenin hiçbir yolu yoktur.

Şurada bu Zen mantığını Gevherce anlatmışım.

28 Mart 2017 Salı

Aslında parmaklarımın ucunda olan dünya gerçekleri kalp doğu felsefeleri.

Hindistan'da doğup, Çinde kök salıp, Japonya'da çiçeklenen bir sanat Zen.



Yüklerini özgür bırak, onların seni özgür bırakmasına izin ver. HAKİKAT SENDEN ÖZGÜR OLMANI İSTER.

27 Mart 2017 Pazartesi



Güzide Antalya'nın Tophane çay bahçesinden. Şu manzara benim çocukluğum. Kendimi bir gemi gibi imgeleyip sığınacak limanlar ararken, gerçek bir liman, gerçek bir sığınak olabiliyor Antalya. Bu şehri seviyorum yine.. selamlar bu güzel limandan.
Tostumu yedim bekliyorum.
Yani beklemiyorum da oturuyorum öyle içimi ısıtan bir rüzgarla. Rüzgar aslında serin serin titretiyor ama bugün haftasonunun tüm pratiklerinin yoğunluğu ve yorgunluğuna karşın öylesine mutlu uyandım. Zaten güneş biz uyanalım diye doğuyormuşcasina uyandım sabah erkenden.
Sonra kahvaltımı yaptım dostlarımla, neskafe bile lezzetli geldi o mutlulukla.
Yoga yaptım uzun uzuun, üstüme yük olan, kalbime yük olanları bırakmak niyetiyle derin derin nefesler aldım verdim. Niyetimin ilk meyvesini seans bitince alınca ufak bi sürpriz yaşadım ve teşekkür ettim.

Yine meditasyon sırasında akıp giden tüm düşüncelere, bana ilham oldukları için hala çok mutluyum. Mis gibi planlar yaptım. Onları not edeyim diye Kaleiçi'nde oturcak bildik bir yer aradım, kapanmış. Biraz bozuldum ama olsun deyip buraya geldim. Notlar alıp keyif yapacağım. Hepsi yakında :))

O limandaki gemilere binseniz aynı boylamda dünyanın aşağısına doğru dümdüz gitseniz yaz sonunda oralarda bir yerlerde karşılaşabiliriz :)

21 Mart 2017 Salı

bugün 21 mart, ekinoks.

bir nevi dünyanın dengeye geldiği, eşitlendiği baharın ilk günü.

biz de içimizde dengelenirken, okuduğum her şeyde şifayı bulmanın yollarını görürken, Rockefeeller 101 yaşında ölmüş ve ben onun gökdelenine tırmanmadan ölmemişken, zaman geçiyor dostlar.

ÖNEMLİ OLAN AMAÇ DEĞİL YOL diye bağırırken içim, keşke hazirana atlayıversek de bir kampa gideversek, temmuz olsa da bir piramitlere doğru kaçıversek diye diye de bahar kelebekleri uçuşuyorlar.

Dün belki mesleki, belki de kişiler üzerinden çok güzel kapılar açıldığını hissettim. yaptığımız her güzel sohbet, kendimizi doğru anlattığımız her insan bizim kendimize çizdiğimiz yoldaki çiçekleri suluyor, bir bahçeye dönüşmesinde yardımcı oluyor. yani yolları nası imgelersiniz hayl dünyanızda bilemem ama renklere aşığım ben, gökkuşağına, gökyüzünün tüm tonlarına, mavisinden grisine, ölmezotunun hiç solmayan sarısından çarkıfelek çiçeğinin kırmızına, Arjantindeki tangonun gülünden, Hindistandaki baharatların hardalına, her renge aşığım.

hayatımıza dokunuşlarıyla anlam katan tüm yüce yürekli insanlara selam olsun.

19 Mart 2017 Pazar

V'ye açık mektup,
Sitemsiz bir teşekkür yazısı.
Böyle güzel sevip-sevilmeye aracılık ettiğin için ve kalbimi sevgiye açtığımda, öyle güzel bir zamanda, benimle yürüyüp, bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim.

Zaman doldu. Bu çok içsel bi saat. Tesadüflere inanmadığımdan mı dersin karşımıza çıkan her insanoğlundan bir şeyler öğrenip/öğrettiğim için mi dersin bilemem ama ne olduysa, bizlere çok şey öğretti.

Belki yeryüzünün gördüğüm en özel günbatımı, belki bir sarılma sımsıkı, belki de en özel veda...

İçinde insana ve sevgiye dair ne varsa hissetmeme sebebiyet verdiğin için teşekkür ederim.

Dünyaya, dünyanın dertlerinden uzaktan bakan ruhu çingene bir gezginin, aklının kurdu yerleşik hayata bakma çabasına da önderlik ettiğin, bana öğrettiğin her şey için teşekkür ederim.

Devam eder gider böyle.

Altmetinsiz, yazıldığı gibi okunur.