26 Ekim 2016 Çarşamba

More education, lessdiscrimination

geçen 12 güzel günün ardından, nasıl başlayacağım diye düşünürken nereden başlamam gerektiğini buldum. bu macera nasıl başladı, kimlerden nasıl ilham aldım, kimlere nasıl ilham olabilirim onu yazmakla başlayacağım, birkaç da faydalı link paylaşacağım.

öncelikle ab-ilan.com sayfasında gördüğüm bir eğitim kursuna salto üzerinden başvurmamla başladı küçük macera bu sefer. daha önceki work and travel ve erasmus maceralarını da çeşitli blog yazılarında anlatacağım. macera diyorum çünkü bunlar konfort zone'dan çıkıp, başınızın çaresine daha çok bakmanız gereken yerler hep.

Erasmus+ olarak adlandırılan avrupa birliği destekli bu programda salto üzerinden ya da facebook gruplarında başvurusu açılan projelere başvuruyorsunuz (youth in action, exchanges network. Erasmus eğitim programı senelik veya dönemlik değişim imkanı verirken Erasmus+ 4 gün ve üstü eğitim programları da içeriyor ve program sürecinde konaklama, yemek ve ulaşım masrafları host organization tarafından karşılanıyor.

Bu projelere katılmak için atılacak en güzel adım, bu sayfaları facebook üzerinden de olsa takip edip, 'beni neden seçsinler ki' demeden, ilgi alanımıza yönelik projelere başvurmak olacak.

Pekiii, gelelim 10 günlük eğitim sürecinde 5 ülkeden (Türkiye, İtalya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan) 25 katılımcı ve 2 eğitmenle Bükreş'te neler yaptık, neler konuştuk, neler öğrendik.


İlk günden bile hissedilen insanların sıcaklığı, güleryüzlülüğüyle başlıyor tanışma etkinlikleri. Kalabalık gruplarda isim öğrenmek zordur, hemen daire olup isim etkinlikleriyle hem eğlenip hem de öğrendik isimlerimizi 2 gün içinde.

2. gün 'international night' kapsamında ulusal takımlarımızla kendi kültürlerimizden bahsedip, yemeklerden ve atıştırmalıklardan yedik.

Sonraki günler içinde non-formal methodlarla ayrımcılık, stereotipler ve önyargılar üzerine çalışmalar yaptık grupla.

1) Abigail'in öyküsünü biliyor muydunuz?
2) One step forward
3) 3 cultures isimli grup çalışmalarıyla önyargılarla pratikte nasıl savaşırız ve grup çalışmalarında nasıl daha çok verim alırızı deneyimledik.

Energiser dediğimiz, grubun dikkatini toplamak için, gruba enerji veren 5 dakikalık çalışmalarla başladık tüm seanslarımıza, çok eğlendik.

Erasmus+ nedir, sivil toplum örgütleri(NGO) nasıl çalışır, bireysel olarak dezavantajlı gruplara nasıl destek olabiliriz, öğrendiklerimizi nasıl uygularız üzerinde konuştuk. Takımlara ayrılıp bir gün yetimhaneye gidip çocuklarla dil bilmeden inanılmaz keyifli vakit geçirdik, bir gün de öğrendiğimiz non-formal methodlardan birini lise öğrencilerine uyguladık, ingilizceleri çok iyiydi liseli grubun.

bütün seanslardan sonra briefing ve debriefing yaparak o günü tartıştık birlikte, çalışma yapılırken

1)NE hissettiniz? (How do you feel)
2)Ne öğrendiniz? (What did you learn)
3)Bunu nasıl uygulayacaksınız? (How will you apply it) sorularıyla hem konudan kopmamamızı sağladılar hem de daha çok konu üstüne düşünme fırsatımız oldu.

Çalışmaya gelen herkesin çeşitli yaş gruplarından ve eğitim geçmişlerinden geliyor oluşu, tanıştığımız her yeni insanın deneyimini paylaşıyor oluşu, edindiğimiz network ve bu güzel deneyim zamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı bana.

Son günümüzde, yine küçük bi oyun oynadık ki ne düşündüğümü anlatırken ağlamaklı oldum bu geçen günler hakkında. Dixit oyununu bilirsiniz belki, üzerinde resim olan kartlarla oynayan bi oyun. Genelde soyut imgeler var, o oyunun kartlarından seçip ne hissettiğimizi anlattık hepimiz. Ben taştan ironik gülümsemeleri olan heykelleri seçtim. Hem 10 gün kahkahalarla geçen zamanları düşünerek, hem kazandığımız güzel dostların kalıcılığını vurgulamak istedim.


Daha yapılacak çok şey var.

Hiç yorum yok: