2 Eylül 2020 Çarşamba

home is...

home is where you are. (sen neredeysen evin orası) bu söylem bizim kuşağa mı ait hiç bilmiyorum ama içimi ısıtan biz söz. belki alanya'daki nüfus, belki benim içim öyle olduğundan, geniş çevremdeki birçok insanların hepsi göçmen. yerel halka dönüşmüş göçmenler. bazılarının içi hala göçebe, bazılarının kökleri yüzyıllık çınarlar gibi sağlam. benimse içimdeki inatçı kökler uygun zeminler, kaynak suları ararken ne kadar zorlansa da orada bir yerlerde, bir anda bıraktı çabayı. şimdiye dair konuşmak hala mutlu ederken, daha da köklenmiş hissediyorum kendi konforumda. belki de yeni kuşak, doğduğu ve doyduğu alanlardan da çok uzaklarda yeni deneyimlerin peşinde koşarken bir anda durup ne olduğunu anlamaya çalışınca geliyordu o aidiyetsizlik hisleri. o tanıdık hislerin yerine alışılmadık belki de konforsuz hisler alıyordu. ama benim içim en çok seni bu ana getiren köklerle barışmayı, olduğun hali onurlandırmanı ve en çok da olacak olanları heyecanla beklemeyi seviyor.

Hiç yorum yok: