aslında bu ay, haftalarda yazdıklarım hep sıkışmışlık, ayakta, kaotik, darmadağınık gibi başlıklara sahip :)
yani o kadar hep hep böyle olduğumdan değil belki, ancak öyle anlarımda yazmayı akıl edebildiğimden.
Dönüp Dolaşıp Yine Sana Geliyor,
İçimdeki Her Konu
Senin Kalbin Ne Güzel Yara Sarıyor,
Nasıl Unuturum Onu
Nasıl Giderim, Senden Uzağa
Oraları Geçtik Çoktan, Düştük Deli Bi' Tuzağa
Dünler Beni Sana Getirdi,
Günler Beni Sana Getirdi
Başını Bilmediğim, Sonunu Çizmediğim, Yollar Beni Sana Getirdi
diyor Güler Özince, sesinin tınısı içimi titreten kadın.
günlerin, dünlerin beni getirdiği bir yer olarak hüzün ve üzüntü yazıları.
hatırlar mısın bir gemi resmi ile kendimi kayıp sandığım bir noktadan yazmıştım.
oysa bu yazının başlığı pusula oldu.
içsel bir pusula arayışı devam etse de; iç kaynaklar, dış kaynaklar, doğal kaynaklar diye kaynaklar olduğunu, bu yazıların da benim içimin dışının kaynağını tuttuğumdan beridir, kendi içsel rehberimin en mühim pusula olduğuna geliyorum.
o noktaya gelmek diyorum çünkü henüz yoldayım.
arıyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder