25 Haziran 2016 Cumartesi

darmadağınık

bütün tozu alınmış odamda her şey darmadağınık. bu kadar uzan bir çalışma masasının her milimetresine bir şey koyabilmeyi başardığım için bir tebriği hak ediyorum bence. okunmuş makaleler, yapılması gereken ödevler, okunmuş sular, içilmiş kahveler ve yenmiş naneler. en kırmızısından bir cabarnet sauvignon, bir mavi chevrolet, bir de kuru boyalarla mandala kitabı var. çalan şarkı yarının herkes için yeni bir olacağını hatırlatıyor. çalan mızıka, mızıka çaldığını bildiğin, varlığına çok sevindiğin birini hatırlatıyor istanbulda. her şey çağrışımlarla daha da dağılıyor. hiçbir şey olması gereken yerde değil, zaten olması gereken bir yer yok. belki bu yazarından başka kimsenin anlamadığı bilimsel makaleleri buzluktan çıkarmalıyım. düşüncelerin sıvı halden katı hale geçmelerini sağlamak için koymuşumdur belki. sonuçta dağınık düşünceleri toplamak için, biraz kendi yağında kavrulsa iyi gelebilir. siz de iyisiniz he mi?
biraz karıştı galiba. hani böyle latte sipariş edersin de barista hala acemidir, malzemeleri koyar ancak, yoğunluk dengesini ayarlayacak kadar yavaş hareket edemez. tad aynıdır ancak görüntüde bir karışıklılık vardır.
pardon, cappucino mu o getirdiğiniz?
misafir ol gel bana, sütlü kahve pişirdim sana. türk kahvesini siz 7 yaşındasınız diye çay bardağında sütle servis edip sizi sevindiren insanları da sevin. her şey çağrışım yapıyor. kendi kendime beyin fırtınası yapıyorum geçmişle. geçmiş geçmiş artık, önümüzdeki maçlara bakıcaz. son türkiye-çek maçında çek bir arkadaşımla iddiaya girdik, en güzel iddialar birayla oluyor. tadı daha bi güzel geliyor. bence biranın tadı güzel. böyle biranın sudan ucuz olduğu yerler var mesela. bir yere oturduğumda kahve ve bira fiyatı aynıysa asla kahve sipariş edemiyorum. en çok dark biraları seviyorum. sevgi zaten emekti. emek emek içiyoruz-işiyoruz. konu çok dağıldı sanırım ben kaçar:)

Hiç yorum yok: