30 Temmuz 2016 Cumartesi

gitmek var hep dilimde

Bu sabah öldüğümü gördüğüm bir rüyadan uyandım. daha önce de yamaç paraşütü yaparken çakılıp öldüğüm aynı rüyayı birkaç kez gördüğümü hatırlıyorum ancak bu sabah suyun akıntısına kapılıp kurtulmaya çalışırken, bana yardım etmeye çalışan birinin kalbimi sökmesiyle öldüm. biraz game of thrones misali, biraz yaşam mücadelesi derken, yüz üstü düştüm. kalkmam beklenirken öldüm :D ölüp uyandım uykumdan. ufak bir şaşkınlıkla.

ben düzensiz bir insanım. kafam gibi hayata dair beklentilerim de bir öyle bir böyle olabiliyor. çizgimi pek bozmuyorum ama hayatın akışını da pek bozmuyorum sanırım. bu akışa kapılmamak öldüğüm bir rüya, can sıkıcı olabiliyor.
ben dağınık bir insanım. gardırobum gibi, çalışma masam gibi düşünceler de dağınık. sahibi olmadığım düşünceler. masanın sana ait olabilmesi ama düşüncenin olamaması kadar acımasız dünya. kafalar çok karışık. kafam bir şeyleri kategorilendirmeyi de bir türlü beceremedi mesela. bu blogu yazma amacım köşe yazıları gibi hayata dair şeyler yazmaktı. günlüğüm gibi oldu, isimsiz insanları yazdığım, insanlardan beslenen bir yer oldu. sonra git-gellerimi yazdığım, isyan ettiğim, bazen aşık olduğum yazılar yazdım. hatıralarımı yazdım, 12 yaşındayken yazılıda 50 puanlık anınızı yazın sorusunu boş bırakan ergenin, gerçek anılarını yazdığı bir blogu vardı 22 yaşında. sonra ergenliğime sığdıramadığım gitme arzunu, kıtalar aşarak, her fırsatta sırt çantasıyla uzaklaşarak, kendini keşfeden, içindeki gezginle barışan, gezdiği yerleri yazmak isteyen bir blogger olmak istedim. benim yıllardır en büyük hayalim çok okunan bir dergide bir köşemin olmasıydı. iclal aydın, can dündar, gülse birsel okur; acun firarda izlerdim. rol modelim edebiyat öğretmenimdi. hepsi birleşince gezgin köşe yazıları yazmak isteyen bir ben oldum. yeni bir blog da açıp, bu bu platformdan vazgeçemediğim için bir türlü yazmaya başlayamadım oraya. şimdi önümde yeni sonlar ve hemen ardından gelen yeni başlangıçlar var, heyecanla beklediğim. aceleciliğim, kararsızlığım, nevrozlarım ve yeni deneyimlerimle yola çıkmaya hazırız sanırım. alone (tek başına) olsam da lonely (yalnız) değilim. çünkü geçmişten gelen iyilikler ve geleceğin bıraktığı umut hala devam etmemizi sağlıyor yola. en güzel şarkılar anlatır bizi.

Hiç yorum yok: