8 Ağustos 2016 Pazartesi

Romaroma

Su an avrupada seyahat etmenin en güzel yanı bazı şeylerin kolaylığı. Küçük görünen ama hayat kurtaran şeylerle dolu birçok avrupa ülkesinde seyahat. Sokaklarda sabahlamak, havalimanlarını 2.ev olarak benimsemek, terminallerde wi-fi varlığı 'backpacker' seyahat severler için çok tanıdık gelecektir. Yalnız seyahat eden özellikle kadınlar ve tabi ki erkekler için de güvenli seyahat hepimizin önceliği.
Bu satırları sabah 8deki uçağıma yetişme derdi olmasın ve tekrar hostel masrafı yapmamak için geceden geldiğim roma fiumicino havalimanının süper hızlı internetinden yazabiliyorum mesela.
Romaya 3 gece önce ciampino havalimanına gece yarısı ulaşıp o geceyi de orada sabahlayarak geçirebildik mesela. Küçük bi liman olduğu için 1de kapansa da hemen dışarda çimenlerin üstüne tulum atıp güvenli bir şekilde uyumak mümkün çünkü zaten romanın dört bir tarafını sarmış askerler etrafta sizi gözetlerken, birçok gezgin ya da sabah uçuşunu bekleyen insan da orada bekliyor sabahı. Fiumicino daha büyük olduğu için kapanmıyormuş ve insanlar tulumla ya da buldukları köşelerde, banklarda hunharca uyuyorlar. Bu manzarayı istanbul'da sabahladigimda görmediğimi hatırlıyorum mesela, internete 15 dakikadan fazla bağlanmadığımı hatırlıyorum. Diken üstünde beklediğimi hatırlıyorum tartışan insanların arasında. Sahip olmadığımız can kurtaran, insana değer veren ayrıntıları gördükçe daha çok seviyor insan dışarda olmayı. Sabahın 3unde yorgun argın bir sonraki otobüsü ya da uçağı beklerken yaşanan heyecan ve paylaşma dürtüsünü hiç kaybetmemeyi diliyor insan.
23 yaşında olmanın güzelliğiyle her gün daha da tatmin oluyor zihnim. Daha önce hiç 23 olmadın evet, 23 demenin ne demek olduğunu çok uzaklarda keşfettin, hep var ettin. 23ünde vatikanda hacı olma seremonisini izlerken, 24ünde ispanyada el camino de santiagoda hacı olmanın hayallerini kurdun. Çünkü sığındığın tüm limanlar seni bir sonraki macera için cesaretlendirdi.
İtalyada ilk limanım roma iken, tüm tarihi güzellikleri, modern çağda nasıl aynı tazelikle, aşkla yaşarız onu gördüm. Şuraya gidin buraya gidin demek çok basit geliyor bana, turist merkezlerine gidince zaten size bir harita veriyorlar ve oradaki işaretli noktaları bitirmek 3 gün sürüyor en az bu şehir için. Benim için mühim olan aşk çeşmesinden ispanyol meydanına giderken oradaki tiramisu dükkanını keşfetmek, tavsiye üzerine gittiğin bir pizza restaurantinda kanadalı bir aileyle aynı masada izmir hakkında konuşmak olabiliyor. Her yeni deneyim, yeni heyecan hayata başka bir pencere açıyor. Şimdi avrupadan açtığımız pencere gün gelecek bizi dünyanın en ucuna kadar götürecek. Yolunuz hep açık olsun!

Hiç yorum yok: