4 Nisan 2019 Perşembe

Geçmişin hayaletleri

Yazı başlığından başka yazacak bir şey yok sanki bi yazıya. Hafızanın şimdideki yeri, şimdinin yanılsamaları,  bir mutsuzluk donukluğu... ve yine baharın tüyleri diken diken eden aksam serinliği. Tamamlanmayan cümleler, birsürü gözyaşı sessizce akan.
Yazı değil de tanımlanamaz hissettiğim bir acı eşlik ediyor bugünkü dalga seslerine, sessiz karanlık kumsala.
Oysa ana tanık olurken, geçmişin hayaletlerine bakarak, zaman hafıza ve pişmanlığı, belki yaraları yeniden deneyimliyor zihin aynı anda. Yeni bir tanımlama sürecine giriyor. Her şeye bir yorum katmak, yüzleşmek belki hislerin yoğunluğunu artırıyor. Keyif yok, coşku yok. Huzursuz eden hisler keşkelere dönüşüyor. 'Keşke... kolay olurdu o zaman. Sussam sussam... görünmez olsam'

Yaşam deneyimi diyorsun, ruhsal düzeydeki anlaşmalar, akaşa. Kendini aklarcasına.
Sonrası daha çok sessizlik ve yanılsamalar. Illuzyon diyorsun. Geçeceğini düşünüyorsun.
Tanık oluyorsun tüm değişimlere

Hiç yorum yok: