28 Eylül 2016 Çarşamba

Hayat dolu biri

Yazmak istediğim her şeyi unuttuğum, simdi ne yazacağımi bi tek klavyenin bildiği, denizi ve mavisi bol bi yazıdan merhaba sayın okuyan. Bazen şarkılar bize kendimizi çok iyi hissettirir. Sanırım her şeyi kendimizi iyi hissettirmek için yapıyoruz. İyilik ve güzellik enerjisel bi yer değiştirmeyle hep çevremizde dolaşıyor. Bu aralar, çevreyi dolaşmak için sahil kenarından bisiklet ile 20 km hız yapılabilir, güneş yakamozu ve iç gıdıklayan bir rüzgara karşı şehir izlenmek suretiyle mest olabilirsiniz.
Çevreyi, bu güneşi, bu koşulları, insanları anlamlandırmak için çok uğraşabilirsiniz. Akış çok güzel bir şey sevgili okuyan, hayattaki denge, yaşadığınız, yaptığınız ve düşündüğünüz ne varsa dengeli olduğu sürece sizi tatmin edecektir. Okuyanlar neden siz diyorsun demiyorlar, gelseler bi hanım hanımcık bir yazanla karşılaşacaklar belki, ondan öyle diyorum.
Geçenlerde uzun zamandır görmediğim, ama roman yazsam kesinlikle karakter olarak içine koyacağım biri (insan yaşadığını yazarmış) bana seyahatnamemi ne zaman yazacağımı sordu, imrenerek. Ben de blogum var dedim. Bu blogun aslında dönüşmesi gereken bi seyahat blogu olması gerektiğini düşünürken, hayatımdan anekdotlar yazmadan duramayacağımı fark edip, biraz üşengeç ve dağınık da olmam sebebiyle ne varsa kesemizde onu anlatmaya devam edeceğim. Aklım hep süreçlerde hala, türkiyeye dönüş, yeniden bir yerlere gidip farklı şeyler hayata geçme planları. Daha çok şey var yapacak. Siz de yapın, hayat evde oturup bi hayatı boşa harcayacak kadar değersiz değil. İnanın ve çalışın.

Hiç yorum yok: