7 Ağustos 2017 Pazartesi

aslında bir süredir kurumsal hayatımda olup bitenleri kendime bile anlatıp anlatmamakta kararsızım. anonim kalmak farklı gerekçelerle bir güven veriyor.

bir süreden kastım zaman içinde, deneyim kazanmak üzere başladığım bu işte 'deneyim' kelimesi o kadar çok kullanıldı ki bu kadar kısa sürede bile böyle bi tiksindim. yine de bu döngüyü kırıp 'şanslı' olduğum için, çok çalışıyo olmam gerekiyor. şanslılık tırnak içinde çünkü birinin sadece şansı yüzünden değil de bazen sadece çabaladığı için olduğu noktaya geldiğini düşünüyorum. linkteki yazı bir şans ürünü değildi.


her neyse, 'Gençsin, tecrübesizsin ama hislerine ve duygularına güveniyorum' diyen biriyle çalışıyorum. bunun sen daha yeni mezunsun, ne bilirsin diyen birtakım insanların farkında olmadığı bir dünyadan yazıyorum. öyle de çelişki dolu, öyle de can sıkıcı. can sıkan muhabbetler insanın ifade sınırlarını zorluyor, ifadesizlik de doğrudan boğaza vuruyormuş. Louise Hay'e göre bunun çaresi 'Kendimi özgürce, kolaylıkla, sevgiyle ifade ediyorum. Yaratıcılığımı kullanıyorum. Değişmeye hazırım.'ı kabullenebilmek.

çünkü her şey değişiyor. bazen tecrübelerinize inşaat konteynırlarında yazın en güzel karpuzunu ve beyaz peyniriyle üstüne de akşam sohbetlerini eklediğinizde tadından yenmez şeyler ekleyebiliyorsunuz.



Hiç yorum yok: