29 Nisan 2012 Pazar

asmaaltı gypsy

kaçıp saklanmak sadece saklambaçta yapamadığımız bir şey. saklambaçta da hep beni unuturlar korkusuyla saklanamadığı yerler.. seni yerler diye giremediğin sokaklar, gidemediğin ve gidemeyeceğin onca yol. kapaklandığın yerler.. alkolden.çok alkolden kustuğun yerler.o kadın, neler düşünürdün onun hakkında.bu kadın mı bunu diyen?benim diyen? nereye gitti özgüven rakı kadehlerine sakladığından mı böyle oldu? mezeler mi yoksa çerezler mi? eski samimiyetini kaybetmiş bakışlar, artık inanılmak istenmeyen yalanlar, çabuk geçen aylar.onca ayda hayatın bizden götürdükleri ve bize sundukları. ben demekten vazgeçmeyi öğrenemeyen bir ben. yalnızlığın değişen tanımları. yalnızlık artık kimsesizlik değil sanki bence. yalın olmam artık mümkün görünmüyor. yalnızlık değişken, ve hep yanında olmasını istediğin için olcaklarını sandığın birkaç insan dışında hayatında olanlara göre kendini sandığın dilim. dilimi eşşek arısı sokaydı da.. herneyse.günün birinde okuncaklara karşı önlem almak hatta sansür uygulamak lazım. sansürde vakit problemi var.aklına ne geliyorsa, bu blogun şekillenen amacına yönelik oluşan eleştiri mi denir anlatım mı denir aksıyor.samimiyetsiz hareketlerden, herkesten uzak durduğum halde uzakta kalamadığın birkaç insan var ki birisi benim birtakım korkaklıklarım yüzünden yaptığım son hatadan sonra aramızın eskisi gibi olmadığını, o seviyeye gelmek için asla uğraşmayacağını ve uğraşmadığını söyleyen pek kıymetli bir insan var. şimdi anlamadığım nokta, seviye değişken bir şey mi ki oynatıyoruz,neden sevdiğimiz insanlara daha çok affetmemeyi deniyoruz. ne kadar daha affetmem'i deniyoruz. ben hata yaptım bol bol bu sene.sene dediğimiz eylülden beri. düzelmeye çalışıyorum işte. düzeltmeye çalıştıklarında ters tepiyor çünkü ben gelemiyorum arkadaş sen niye böylesin sorularına.biraz kendimle başbaşa kalamamak, blogla ilgilenememek, gezememek beni yoruyor bildiğin.nebleyim.aşk güzel şey yine de.

Hiç yorum yok: