18 Nisan 2012 Çarşamba

frida.

her ressam bir boy aynası barındırmalı evinde kendini çizmek için:)
sana tapıyorum. -frida kahlo (meksika)
bunlar acı dolu ama aynı zamanda aşk dolu yaşlanmayan bir kalbin son cümleleri. kendisi gibi ressam kocası Diego Rivera için yazdığı bu satırlar kanıyla, acılarıyla birlikte yazılmıştır. çünkü frida artık frida olmadığını hissetmekte ve Diego tarafından birçok kereler aldatıldığını bilmesine ve buna göz yummasına rağmen bir de kızkardeşiyle aldatılınca çok öfkelenmiştir.
fridanın hayatı, lisede geçirdiği bir tramvay kazasında büyük ameliyatlara girmesine sebep vericek şekilde değişmiştir öncelikle. aldatıldıktan sonra Diegonun geldiği bir aşk köprüsüyle bağlı olduklarını söyledikleri o ayrı evin hemen üst kattaki pencereye diegoya tramvay kazasından daha kötü bir şey varsa başıma gelen o da sensin demişliği de vardır. o ev de evli olmalarına rağmen 2 farklı birey olduklarını 2 farklı ressam olduklarını hatırlatmak adına var, belki de sosyalist Diegonun nü mankenleriyle ilişkilerini daha az görmek için Frida böyle bir şey istedi, kimbilir. sosyalist Diegoyla evliliklerinin ilk yıllarında abd'ye gidip orada iyi işler yapmaları ancak bir zenginin duvarına stalin portresi, sanatına siyaset katması sorun olunca başka ülkelere de yer veriyorlar hayatlarında iyi bir ressam olmaya çalışan aslında bu harika kadın resimlerini dönemin michalongelosu olarak bilinen kocasına göstermek isterken ondan daha iyiye dönüşmesiyle devam ediyor. hayatı kazadan sonra geçirdiği ameliyatlarla geçerken bir yandan ayrıldığı kocasının rus devrimine önderlik eden Lev troçki'nin güvenlik için onun evine yerleşmesi ve tonton karısına rağmen aralarında yaşadıkları ilişki, lev amcanın karısına sadakati sayesinde uzun sürmez. zevkleri uğruna onu seven kadını bırakmamak Diegonun yapamadığı bir şey oysa ki. alman bir yahudi olan babasının yanına döner bir süreliğine frida annesinin ölümüyle. evde portresini çizmediği tek insan babasını da çizer. kangren olan ayağının kesilmesiyle aynı sürece denk gelen tekrar evlenme sürecinde sanatının doruklarında ve ait olduğu ülke meksikada bir sergi açmayı başarabilen ancak doktur yasaklarıyla yataktan kalkmaması söylenen Frida, çılgın kadın, yatağıyla beraber sergisini ziyaret eder. yıllar sonra, resim çizerken son nefesini verdiği bedeni kendi isteği üzerine yakılmıştır. böyleleri de göçüp gidiyor işte. iyi ki de geliyorlar hayatlarımıza..

Hiç yorum yok: