6 Şubat 2017 Pazartesi

canım öyle acıyor ki dostlar, bunu da unutmamak için yazıyorum buraya. eski mutlu zamanların hatrına da kendimi referans göstereceğim yine bu yazıda. acılar diner ve yine mutlu günlerden el sallarız diye. mesele sadece fiziksel acının ruha pek sevimsiz bir göz kırparaktan daha çok can yakması. geçmiyor... geçecek ama zaman dediğin, her zaman aynı hızda akmıyor.

bu fiziksel acıyı en azından hissetmemek için, yine ağladığım ama mutluluktan ağladığım bir anı yazacağım, bunu daha önce yazmış olabilirim ama yine yazacağım çünkü şu an yıldızların tozu bile acımı azaltabilir. kendime referans verdiğim zaman diliminden ağustos 2016 nın ortalarından, bir akdeniz bahçesinin hamağında, gecenin 2sinde tek başıma izlediğim o meteor yağmurunda gördüğüm o şöleni, dudaklarımı kurutan o rüzgarı, sallandığım o hamağı ve bana bu imkanları sağlayan evrenin enerjisine binlerce kez şükürler olsun. sahip olduğumuz bütün güzellikler, bize bir şeyler anlatan tüm acılar ve varlığınıza selam olsun.

peeh! hamakta sallanıp üç-beş kayan yıldız görmüş diye birilerinin gözleri dalıyor hemen. çok dalma oralara, boğulursun (biri)

Hiç yorum yok: