24 Şubat 2017 Cuma

mavi.



yeryüzünün bize gösterdiği en en büyüleyici, etkileyici (stunning, charming) yerlerden birisi belki. ne bileyim güzel demek yetmiyor. burası Antalya merkezden yaklaşık 3-4 saat uzaklıkta, kervanların pek geçmediği, muz tarımı yapılan ufak bi köyün içinden geçilerek gidilen bir yer.Delikdeniz koyu. Antiocheia ad Cragum adında bir antik kentin parçası aynı zamanda. gidilsin diye pek uğraşılmadığından belki, hala toprak yollardan geçip belli bir noktaya kadar araçla gidebiliyorsunuz, sonrasında kayalıkların arasından o ufak patika yolu bulup dikkatlice aşağıya inip yüzebilirsiniz tam da koyun içine. mavinin bambaşka tonları içinden yüzüp geçmek çok güzel olurdu efsane şekil almış kayaların arasından maviliklere açılmak.

Akdeniz'i seviyorum tüm yaşanmışlığıyla. belki bu topraklarda doğduğumdan, belki parmak uçlarım buruşana kadar çıkmadığım suyunun içinde çocukluğuma dair en samimi anılarımı yaşattığından. parmak uçlarımız buruş buruş olurdu, saatlerce acıkana, hava kararıp da su soğuyana kadar çıkmazdık denizden. hala bi hüzün duysam, burnumda o tuzlu denizin kokusunu hissettiğimi hayal eder mutlu ederim kendimi.

siz de alabiliyor musunuz tuz kokusunu? makilerden esen rüzgarın esintisini?
siz de fark ettiniz mi oraya giderken yanımda götürdüğüm heyecanı? o kayaların arasından dünyaya açılabileceğinizi? yüzerek hem de:)

kısacası ben burayı çok sevdim. en çok da beni buraya taşıyan keşif tutkusunu sevdim. çünkü denizin hem altında, hem üstünde yüzlerce hikaye varken ve hala yazılıyorken hepsini seyredebilme özgürlüğü bize harika şeyler kazandırdı. insanlık olarak yani.

Hiç yorum yok: