1 Şubat 2017 Çarşamba

yol hiç bitmesin!

geçen uzun bir otobüs yolculuğu yapmam gerekti ki çok severim, konforlu yönleri var bence. senelerdir, uyuduğum, okuduğum, yolları ve dağları izlediğim, bir tren olmasa da, varacağın yerden daha önemlisi zamanı hissetmediğim bir güzel zaman geçirdim kendimle.

cümleler çok düşük oluyor bazen, okuyan için değil de yazana şifa olsun diye yazdık bu yazıyı. yazarken hep deneyimlerden yararlandık. elimizde pek bi şey yok.

bir insanın( ben olmayan bir kadın kişisinin) yeni bir deneyime, bir serüvene çıkarken aldığı ilhamdan bahsetmesi üzerine bahsedeceğim biraz. orta-üst sınıf hayatına anlam katma, bir çıkar yol bulma sürecinde kendini nası ifade ettiğine bakalım biraz. iyi olmadığını, 7 farklı ilaçla güne başlamaktan artık çok sıkıldığını, ne iyi bir anne, ne iyi bir evlat, ne iyi bir çalışan, ne de iyi bir komşu olduğunu düşünüp bir çıkış aradığında yogayla tanışmış, şimdi bunun serüveninde çok güzel adımlar atıyor kendisi için. iyilik kavramı birey için her ne kadar göreceli olsa da, içten gelen 'ulan doğru şeyi yapıyorum kendim için hissi' tüm hislere bedel sanırım.

görecelilik olsa da iyi gelecek şeyler var, hareket, yeşil, deniz, sahil, nefes kesen yükseklikteki manzaralar, bu güzellikler eşliğindeki yürüyüş vs.

çünkü her gün aynı şeylerle bir ömür sürmek istemeyince yeni şeyler oluyor. daha önce yaşamadığınız keyifli deneyimler yaşama ihtimali yükseliyor. hayatımın en güzel ocak ayını geçirdim, güzel bir insan tanıdım, sevgiyle. sonra bazı şeyler yolunda gitmedi.hatıralar güzel kalsın aklımda diye bitti işte. Şükürler olsun binlerce kez yaşananlara. akışına bırakmak da akışı yönlendirip sonlandırmak da mümkün. en iyi ihtimali seçtim kendimce, çünkü unutmayalım, iyilik göreceli :)
Bi film izledim, içinde bizim de hikâyemizden parçalar görüp hissettiğim, La la land, aşıklar şehri. İzleyin, izlettirin.

sevgiyle kalın, yeni deneyimlerle ve hikayelerle besleyin ruhunuzu. o zaman yol hiç bitmez.

Hiç yorum yok: