13 Ağustos 2022 Cumartesi

12.gün

günler çuvala mı girdi? günler deniz, yürüyüşler, yıldızlar, sessizlik ve bir amerikan dizisi arasında geçiyor. hayatı da bir kurgu gibi yaşıyoruz. sadece bir repliği unutup bir yeri yanlış söylediğimizde geri al seçeneğimiz yok. müzikaller eşliğinde edilen danslar da biraz daha dokuz sekizlik ritmlerle halaya kayıyor. yazmak bir yetenek mi? zihnimizden geçip giden düşüncelerden yakalayabildiklerimizi yazmak bir beceri mi? onları yakalamaya çalışırken bir metafor çukuruna düşüp kendini anlaşılmaz kılmak mümkün mü?
bugün hediye bir kitap geldi kargodan. Kalpten Gelen Armağan ve Yeni Tohumlar, Yeni Hayat

yola düşmüşken, (düşmek burada fall in love anlamındaki aşka düşmekle benzer titreşimde kullanılıyor) rastgele, soluklanmak için oturduğumuz yere bir hızır geldi. bir başka hediye verdi bana. az ileride o hediye el değiştirdi benden başkasına. mendil satan o kıza bilekliği sana hediye etmek istiyorum dediğimde, bakışlarını yerden bana doğru çevirdiği an dünya yavaşladı sanki, o içten gelen, dünyayı değiştiren gülümsemesi yetti teşekkür niyetine.
o an gözümün önünden gitmiyor.
hayatın anlardan ibaret olduğunu öğrenip sanki geri kalan bütün hırslarından vazgeçebilirmişiz gibi. 15 dakika tutmayı bıraktım, içimden geldiği gibi yazıyorum bunları da.
rutinler çok lazım hep bozulacak bir şeyler oluyor. şikayetim yok :) bu dönem de geçecek elbet. düzensizlik, arayış, düzen arayışı, belirsizlik, heyecan, kararsızlık, kök ve köksüzlük. ne ararsan var yakınlarda, düzen neden olmasın.

Hiç yorum yok: