29 Ocak 2012 Pazar

büyü yaptıracağına büyü diyor dede mecnuna.
mecnun çaresiz, çünkü leylasız.
leyla kararsız çünkü.
hiçbir karar ona bıraklmadğından veremiyor karar. muhtaç o da, istemediğini söylediği herbir şeye.
istemeyi bilmiyor.istese güzelce, temiz bir dille.
hem kararlı olacak hem kararlarının arkasında duracak.kendine yakışanı bilememiş.yakıştıramamış
hiç kendini bulamamış.emin olmadığı için de hayırı seçmiş önce, sonra hadi demiş ne olacak bu sefer yakışmasa da..

ama emin olacak.belki de iyi bi insan olacak.görücez hep birlikte..

26 Ocak 2012 Perşembe

yine doğumgününden kalan bir konuşma parçacığı.doğumgünlerine sokiyim ya.o günlere anlam yükleyen zihniyete yani.
ama şu kaldı:
milletin sıradanlığından bahsederken kaç sıradanın yazdğını söyleyen ben ve sıradan(ı) sayan yine ben. sıradanlığın ne olduğunu anlamamakla beraber anlamak için ısrar edince sıra sıra saçmalıklar sıraladık. güzel olduğunu düşündüğüm muhabbetler bunlar..
bazı hayatlar sıtkı sıyrılmış ve sıcacık yeni hayatlar arıyor birbirine.biz bunu buluyoruz yavaştan, sımsıkı görünmez bi bağ kuruyoruz iletişimimizle..

bi yanda çok sıradanlık var bi yanda neler kimler..
doğumgününde aranmayınca bi bok da olmuyor aslında.ertesi gün arayıp dün mesaj gitmemiş diyen eski en yakın arkadaşım(en yakınken bile kimsenin bana yaklaşamadığı dönemler)a bu duruma eli mi gitmemiş mesaj mı gitmemiş diye yorum yapan kimseler..

bi de sabahları arayışlarıyla uyandığım kimseler var.arayıp da uyandırabilen var uyandırmayan var. seçim sizin.
aşık olmayı unutmuş hırslarına yenik düşmüş, aynı evde yaşayan 2 hatunun dramı.

25 Ocak 2012 Çarşamba

hesabındaki, çok az diyemeyeceğim benimkinin tam 10 katı..dünyanın adaletinden, dünyanın yalanlarından söz etsek? dünya bizi aç bırakır.hesap veremediğimiz ama istenilen hesaplar hep bize atıyor topu.dünya bize hayatlarımız verdi de yaşayamıyoruz.topu elimizde bile tutamıyoruz çünkü oynamasını bilmiyoruz.öğretmediler

hesabı kabarıklara öğrettikleri o kabarmışlık onu öyle hala getirmiş ki hem zekası benden 10 kat fazla hem kendini beğenmişliği hem ilgisi hem yeteneği.allaam sen nelere kadirsin.

24 Ocak 2012 Salı

yer çekiliyor sanki altımdan.
başım.. ah başım nasıl da dönüyor.
hayat titrememizi ve kendimize gelmemizi söylüyor arada.

23 Ocak 2012 Pazartesi

evet, yazmak lazım. bir uğraş lazım, kelimelerden ya da o kalemden güç almak lazım.gücü boşaltma da lazım bazen.bağırarak, vurarak. nefretin olmadığı bir evde bi yerde.

şuan olanların verdiği kızgınlık nefret olmamalı diyorsun.bu haksızlık.senin hak etmediğin gözyaşlarım,benim haketmediğim laflar yüzünden. benim huzursuzluğum da senin varlığın ya da davranışlarından. sen ne biçim bi babasın asla ağza alınmayacak küfürler eden. mutlu etmek nedir bilmeyen, hayallere sahip çıkmaktan habersiz.babalığı yanlışlıkla meslek edinmiş. ne kadar çok kullanıyorum bu aralar anne baba kelimesini.içimde olmayanı dışa vurmak istemek..ne kadar yoksa o kadar çok olsun diye dilimdeki.. o kadar yokunuz ki, var olduğunuzu sandığınız anlarda da yargılamaktan başka, değişmemi istemekten başka ne getirdiğinizi sanıyorsunuz?

aidiyet hissim yok diyorum, sevemiyorum olmuyo diyorum başkalarına başkaları için.niye olduğunu bilmediğimi sanıyordum.ama sizin yüzünüzden.sizin öğretemedikleriniz ve sizden öğrenmem gerekenler yüzünden.vermek zorunda olduklarınız ama ne vermeye çabaladıklarınız üstelik de götürdüklerinizden..

yapamadınız.
cesur olamadınız.
bencil ce sevgiye bile cimri yetiştirdiniz.sevgi neydi? sevgi emekti.emeğinizi hep başkalarını hoş tutmak için harcadınız.arada kalakaldım.bana bıraktığınız 2satır yazma yeteneğiyse bir de baş ağrısı var.sağ olun.olanlar ve daha laf edecekleriniz için.

18 Ocak 2012 Çarşamba

ben nası biriktirdiysem demek ki eskileri yenilere hem çok zor yer açıyorum ama yine de eskileri arıyorum onlarda
benim kız arkadaşlarımla aram hep kötü ama niye?
hep erkekler bozmuş.
abi nolcak bu cinsiyetçiliğim?
halledilicek çok şey var he.
yazılıcak ve okunucak ve izlenilmesi gerekenler de.bomba gibi başlıyor bu yıl evvet.yeni yıl kararları verir ya insanlar, ben hep 2 hafta sonrasına doğum günlerime bırakıyorum. bi ağlayıp geliyorum işte.
bugün vefanın dibine vurdum. görüştüğüm insandan da o anlar içinde nefret ettim.bazı şeylerin 'hala' benimle konuşulmaması gerektiğini unutmuşum..


bu arada hello.
son 3 yılda birtakım şeyler oldu.birtakım şeyler beni nefretle yazmaya iter çünkü anlatmayı yeterince sevmem.aynı şeyi çok insana anlattığımda da bundan keyif alamadığımı farkettim şu birkaç günlük tatil sürecinde.

son 3 yılın özetiyle mi girsem olaya bilemedim.
aynı kalmayan şey çok tabi.
olgunluğum
masumiyetim
acı eşiğim
tahammülkarlığım
sabrım
çevrem
evim, yerim.

en çok yüzleşme isteğim arttı.o yüzden kendime bile şifresini unutturduğum bu blogu binbir çabayla açtım. o yazdıklarım saklı kalmamalı sanki ya hacı şimdi verdiğin sözleri tutamıyosun kendine biliyoruz. o kız arkadaşlarından yediğin kazıklardan sonra verdiğin sözler mesela.hatırla.'kimseye hiçbişi anlatmicaksın gevher, otur yaz, kendini geliştir, hep daha iyilerine ulaşıcaksın sözü mes'ela. anlat ya ne olacak. güzel olur belki