21 Mart 2023 Salı

bir şey yapmalı hey!

 stresli zamanlarda ne yapmalı?

önce kabullenmek :)

biz ne kadar memeli hayvanlara benzer bir yapıda sinir sistemine sahip olsak da bizi ayrı kılan neokorteksimiz var. yani memeli canlılar tehlikenin varlığına ve yokluğunu göre stresi düzenlerken, bizler sanki bizi kovalayan kaplan kafamızın içindeymişcesine sürekli o stresle yaşayabiliyoruz. 

stres, travma gibi kavramlar son birkaç yıldır her gün duyduğumuz kavramlar haline gelmiş olabilir. aile, eğitim hayatı, iş hayatı, yaşamın anlam arayışı, kontrolsüz şehirleşme, ülkemizde ve dünyada artan politik krizler, ekonomik krizler, iklim krizleri, savaşlar, salgınlar, teknoloji ile artan bağımlılıklar, sosyal bağlardaki azalış ve giderek yaşlanan ve yalnızlaşan nüfusun yaşadığı ve yaşattığı stres hepimizi etkiliyor. 

Bugün bir kova doldurdun mu adlı ödüllü çocuk kitabında, her gün dünyadaki bütün insanlar ellerinde görünmez bir kova taşıyarak yürürler diye başlar.  Bu kovanın amacı iyiliği ve güzelliği taşımaktır.

Ben bu kova metaforunu kabımız olarak değiştirip, bu kabın yaşadığımız zorlu anları içine dolduran ve eğer onu boşaltmazsak, kaldırabileceğimizden daha çok şey yaşarsak bunun çeşitli problemlere yol açtığını düşünüyorum hep. bu problemler huzursuz zihinler, fiziksel ağrılar, otoimmün hastalıklar, kaygı, öfke, otomatik pilottan yaşanan, kendini keşfedemeden geçip giden hayatlar olabilir. 

kabımızı boşaltmak için sanki şarjımızın olması gerekiyormuş gibi de bir metafor tamamlıyor bunu. peki bize iyi gelen, şarj olmuş hissettiren kaynaklarımız neler?

bu kaynakları iç ve dış kaynaklar olarak değerlendirebiliriz.

zor zamanlarda, tıkandığımızda dışarıdan yardım aldığımız neler varsa mesela aile, arkadaşlar, partner, seyahatler, yazı yazmak

bedensel duyumsamalarla hissedilen kaynaklar, duş almak, yürüyüş, yoga, hareket, dans, masaj almak

ve daha içerden gelen, size ait şeyleri düşünün mesela, gülümsemeniz, hayal gücü, sezgiler, doğayla ve insanlarla olan bağlantı hali, rüyalar, mesleki bilgiler, dua etmek.


stresi yönetmemize, stresi reddetmeden sinir sistemimizi güçlendirmeye yarayan birtakım araçlar sıraladım. belki bu liste uzar gider, belki sizin için de henüz listenizde olmayan ancak buradan size ilham olacak yeni kaynaklar eklenir.

size ne iyi gelir? belki size iyi gelen bize de iyi gelir :) lütfen paylaşın.



16 Mart 2023 Perşembe

Üzgünüm

 Üzgün olunca napacağımı bilmez, boş boş ama kaygılı da bir şekilde sekmeler arasında dolanır, kimseyle konuşmak istemem. Konuştuğum insanlara yine de gülücük saçıp saçma sapan espriler yapabilirim. 

Yeterli yoğunluğa ulaşırsa da hiç durmadan ağlarım.

Görseller, sesler, renkler karışır. Bulamayacağımı bilirim de sanki bakinmaya devam ederim etrafa. 

Metaforlarla düşünürüm. Kafamda dönüp duran simgeler vardır, bazen küçük animasyonlar döner içerde, telif hakkı vermeden oynatırım o filmleri. 

Yazarı da yönetmeni de ben olduğum yerlerde cümlelerin sonu hiç olmayabilir, yüklemsiz, öznesiz, nesnesiz uçuşan cümleler bulabilirsiniz. Belki cümlenin başında bir ilham gelmiştir de onu yakalayamadan bir karga alıp kaçmıştır ve içine bir darı tanesi düşmüştür. Meğer bir hüzün tarlası ekilmiş.

Saçma gelebilir ama ben üzgünüm, dağılan kalplere, keşfedilmeyen yeteneklere, tamamlanamayan filmlerin sonlarına ve sanki bize öğretilen milyonlarca ihtimalden en kaotik bir sonu başı belli olmayan bir senaryoya, kıytırık bir telefonla, daha iyisi olma ihtimaliyle sıkışıp çıkamayanlara... 

Şimdi de üzgünüm. Kendine acıyan o küçük halime geri dönüyorum böyle zamanlarda. Yersiz yurtsuz hisseden, havada dolanan kendimle kalıveriyorum. Kalıverdim yine. Ağlıyorum öyle sokaklarda yürürken. Bazen bir müzik çalıyor içimde, hüzünlü yine. Seslerinin içimi cız eden taraflarını sevdiğim kadın müzisyenler var. Onlar da hep gerçek diyor, gitmek diyor, hayal diyor, Merkür retroları diyor. Bana bir şeyler oluyor, acayip şeyler oluyor da diyor. Heyecanlar, hayal kırıklıkları, sonbaharlar, yazlar, yollar, kışlar hatta kuşlar hep dilimizde.

Yine bir hüzün çöküyor.

Dünyanın haline mi üzüleyim yoksa yaşanan felaketlerle aklımın almadığı şeyler yaşanmasına mı dövüneyim bilemiyorum.

İnsan zihninin katman katman olduğuna inancımla, kendi zihnimin karanlık odalarına girip kaybolmaktan korkup kendine bakmakta zorlanan bir de ben var. 

3 Mart 2023 Cuma

dünya


 dünya, yaşam, varoluş, bu evren.

bu düzen, bu kaos, bu karmaşa, bu mucize. hücrelerin mikrobiyolojisinden, kosmosun makro incelenmesine her şey her şey.  bu evrenin kenarından yürüyen siyah saçlı kız şu an benim. düşmemek için dengemi korumaya çalışarak, bu renklerin, bu acıların, bu sevinçlerin, bu hüzünlerin arasında var oluyorum. varoluşun bir gücü olduğuna inanıyorum. 

deneyim, bilinç, kavramlarının yanına hafıza çok yakışıyor sanki. dünyada binlerce yıldır, insanoğlunun yeryüzüne düştüğü ilk zamandan, şu son zamana kadar olan biten her şeyin bilincini, deneyimini hücrelerinde barındıran hafızamızdan büyüleniyorum. güneşi, ayı, toprağı, suyu, ateşi, havayı her an aldığım her nefeste hissediyorum. 

bana neler oluyor bilmiyorum, sıcacık içim güneşin ışınlarıyla, suyun canlılığıyla doluyum. 

bilmiyorum. bilmekten ötede bir yerler var gibi...