21 Mart 2022 Pazartesi

bugün buradan geçerken, telaşesi yoğun bir grubun içinden geçtim bisikletle. bugünkü yaşımı hesaba katarsak, bi 50 yıl daha kalıp gideceğiz belki buradan. neden bu zulüm kendimize, dedi içimdeki ses.

15 Mart 2022 Salı

bugün deepak chopra'nın bereket meditasyonlarına başladım 21 gün boyunca yeniden. sıkışmışlık hislerimin çağrısı düşüverdi mesaj kutuma, katılmak ister misin? 1. gün mesajı: Bugün beni kuşatan tüm bolluğun farkına varıyorum.

sonra başlıyorum gündelik hayatımın telaşelerine :) her şeyi nasıl da abartasım var, oysa yetiştirmem gereken bazı şeyler var ve yeterince hazırlıklı olamadığım için sıkışmış hissediyorum. içimin bir tarafı özlem dolu, bir tarafı naif ve hasta olmaya çok müsait, biraz da sancılı bir gün.
martın kapıdan baktırdığı, kışın en soğuk hissini veren rüzgarlı bir hafta geçirdik, hala da soğuk. derleme bir makale yazmam gerekirken :):):) kendimi hep bu sayfada buluyorum. sanki bunca zaman kendime yarattığım çalışma ve konfor alanı yıllardır böyle bir sıkışıklık durumunda bırakmamış beni. ben bırakmamışım kendimi.
29 yaşımda yeniden 5 aylığına diye umduğum, sadece okul ve araştırma dersler odaklı bir döneme girdim 6 yıldan sonra. bir devri kapatmak için ihtiyaç duyduğum bir dönem bu.
6 yılın ardından içeride dönen çeşitli mesajları duymak mümkün, zorlandığın yerde kaç, ne gerek var ki yapmana, başladığın işi bitir gibi motive ederken motiveyi aynı anda kaçırıveren sesler.

ne yapıyorum? neden yapıyorum? bol bol geliyor aklıma :) yapman gerekeni yap, aldığım en içten mesaj ise. yap gitsin.

12 Mart 2022 Cumartesi

gece

gecelerin bana bu kadar ilham verdiğini unutarak sanki uzun, derinlemesine bir uykuya dalmışım. bazen sayıklayarak uyanmışım bu uykulardan, şaşırtan rüyalar, yüzlerini unutmadığım siyahi bebekler görmüşüm.
ilginç, farklı, şaşırtıcı, harika, güzel sıfatlarını kullanarak her şeyi tanımlayarak geçirdiğim günlerim var benim. şaşırmaktan hiç vazgeçmiyorum. bir de sık sık kullandığım diğer kelimeler; hastalıklar, sağlık, şifa, nefes. bir de hayat devam ediyor, her ne olursa olsun döngüleri tamamlıyor, almamız gereken dersleri alıp ya mezun oluyor ya da ikmale kalıyoruz.

lucifer diye bir dizi izliyorum, netflix batağında. zaman zaman youtube, instagram ve dizipub bataklarına düşmüşlüğüm, sonra inceden kurtulmuşluğum var. bugün 12 mart ve baya soğuk geçiyor. kapıdan baktıran martlardan. dizi diyorduk, unutmadım paragrafın başını. konuyu dağıtmayı severim. artık uzun uzun paragraflarla konuşurken de konunun bağlamını unutmadan anlatabiliyorum :) lucifer cehennemdeki tahtın sahibi şeytan ve vücut bulup dünyaya geliyor. cehennemi küçük küçük odalardan, herkesin kendi 'hell loop' cehennem döngüsünden ibaret olduğu tasvir ediliyor.
kendi döngülerimiz. çözemediklerimiz.
hep gündemdeki değersizlik, sevgisizlik, hak etme-etmeme, talep ettiğini alıp alamama. ne kadar çok insan olmaya dair şeyler. şu an bu gece yarısı yanıma çeşitli hissettiğim değersizlik, suçluluk, öfke, nefret duygularımı aldım karşılıklı oturuyoruz. bu hisler karşımda otursa da hepsinin fiziksel bedenimde yer yer kazıdığı fiziksel ağrılar var.

kalbim kırık hissediyor bazen olan bitene. tüm dünyayı olduğu gibi kabul etmek isteyen taraflarıma karşılık bir adil dünya arayışı karışıveriyor. kalbim bazen kırık, bazen yorgun, bazen çaresiz. ne hissedeceğimi bilemezken de bu gecelerde neden ayakta kaldığımı bilmeye ihtiyacım var.

dünya, kızım olursa adını sen koyarım.

10 Mart 2022 Perşembe

bir mart gecesi

kendimi bildim bileli kendimle hiç sıkılmam :)) hep bir meşguliyetim hep yapacak bir şeylerim vardır, ondandır ki kimseye sarmam canım sıkıldı diye. sanki yıllardır başımın çaresine bakma derdine düşmüşken çok yapacak şeyim olmuş. başımın çaresi de yalnızlığında bir huzurda. mart ortasında fırtınalar kopuyor, dışarıda esen güçlü rüzgarlar, içeride kapı aralıklarından girip çarpıyor kapıları. yalnızlığımda korku yok, öcüler yok.
şimdi gecelere düştüm. uzuncadır hep uykuya sakladığım gecelerim şimdi klavye seslerine yakınlaşır oldu. sanki bir tarafım gazeteci de, gündüzleri bakar, geceleri yazar bir ben var içerde. içimdeki ben sanki hala 15 yaşınca merakıyla bakınıyor, sorumlulukları bazen fazla gelip, devrilip kıçını pofidik örtülere sarılıp, sıcacık çorbalar içmek istiyor.
içimin bir tarafı kalabalıklara bir şeyler anlatıp duruyor. bir tarafı da birebir herkesle hoş sohbetlerde farkındalıklarını paylaşıyor.

sanki bütün insanlığın derdi anlaşılmak. bizi çepeçevre saran sevgiyi göremediğimizden, anlattım, anlamadı, anlatamadı, anlamadı, anlaşıldılar arasında gide gele bir hal olduk.
meşguliyetler duygu yoğunluklarını öteliyor :))
bugün 4 yıldır yapıyor olduğum eğitimlerden birini daha yaptık, güncellemeli haliyle. bulunduğum, tercih ettiğim tüm eğitimlerin bir kombosu niteliğinde, iletişim, psikodrama oyunları, hareketli haller. ooo non formal eğitim bizden sorulur. gururluyum neticede, niyetim bu organizasyonları daha çok okula ve kişiye kuruma oluşturmak.
29 oldum 2022'de. bu dönem bir tez yazıp aile danışmalığı eğitimine gidiyorum. aslında bir yandan da kendi işimi yapabiliyorum ama sanki maden kaza kaza kendime yatırım yapıyorum. hala 15 yaşındaki taze heyecanımı görüyorum.

M. ile kavuşma hayallerimizi seviyorum.

5 Mart 2022 Cumartesi

ne çok çabam var anlaşılmaya dair. anlatıyorum da anlatıyorum bazen, kendi biliyorum sandıklarımı, hislerimi, düşüncelerimi ve en çok planlarımı öyle anlatmak geliyor ki içimden.

bugün mart ayında taze bir haftasonuna giriş yaptık. şubatın son günleri fırtınalarla geçerken, ertesi gün masmavi gökyüzüyle ama hırçın dalgalarla uyandık güne. sonraki günlerde dalgalar da duruldu, hava da ufak ufak ısınmaya başladı.
mevsim döngülerine aşina olup, teslimiyet içinde olsak ne güzel olurdu. ben güvendeyim mesajını her an verebilirdik kendimize. fırtına var ve güvendeyim, şu an güneşli ve güvendeyim.
mevsimler döngüsünde kıştan çıkıp, ölü toprağını üstünden atıp açan badem çiçeklerine tanık olmak adeta bir mucize. her gün batan güneşe vakit ayırıp sadece ona tanık olmak bir mucize.