16 Aralık 2012 Pazar

kaybolan gelecekti aslında

sen aptal bir kadın değilsin dedi adam. kadını kadın yapan o adam, o kadınla adam olmuştu çoktan. onu kadın yaparken, inkar ettiği aptallığı da vermişti ona kadınlığının yanında.. şimdi uzak olan mayıs kadar uzak bir zamandan gelmişti.. ama gitme vakti gelmişti çoktan. adam giderken 'çok güzel bir hayatın olacağını biliyorum' diye uğurladı kadını. kadın hadi git şimdi yeni güzel hayatına diyebildi gözyaşları arasında.. ne gitmek istiyordu, ne gitsin istiyordu. ama gitti ikisi de ters yönlere. artık birlikte olamayacakları yabancılıklara doğru büyüklü küçüklü hızlı adımlarla gittiler. kadın geri döndü sonra, 'allah sevdiğinden ayırmasın' diye dua eden kadına cebindeki tüm bozuklukları verdi. ve palmiyelerin arasından yürüyen sevdiğini izledi gözden kaybolana kadar. kaybolan kadının tüm benliğiydi, tüm bencilliği, tüm geleceği. artık geleceğin tek getireceği adamın emin olduğunun aksine hüzün ve umutsuzluktu. adamın gerçekten mutluluk dolu bir hayatı olacaktı, kadınsa yok olacaktı.

7 Aralık 2012 Cuma

herkes için

İzmir'e mucize gelişin ardından yaklaşık 15 ay geçti. şanslı piç olarak, insanların gözünde değişik bir yer edinmemin ardından da.. bölüm, koşullar insanların bakışlarını ve yargılarını elbette ki değiştirdi. şanstaki ilk etmen güzel bir şehir oluşuydu evet izmir gerçekten yaşanmaya değer bir şehir. büyük bir huzur, karmaşası yok, sosyalist. ikinci şans etmeni elbette ki memur ablamla -aile bireylerinden biriyle- evde yaşayacak olmak. ooo hiç kalcak yer telaşına düşmeden ballı kazana düşmüşsün der gibisiniz. bizim kazan kaynadı, fokurdadı, taştı, yandı, yaktı. kazanı kaynatan cadı zaten aslında benim gelişme sürecine sadece kızmış bir baba ve endişeler bıraktı. zaten hayatımda belli belirsiz zamanlar dışında hiç olmamış bu insan, tam da üniversite çağında ki bu çağ kişilikten ötede bir yerde insanlığın temellerinin atıldığı çağımdır, hayatımı zindan etmekle beni sınamakla yükümlendirilmiş gibi bir role bürünmüştür. 15 aylık ebeveyn deneyimi yaşadığını asla inkar edemeyiz. benim kadar inat bir ergeni bir köpek eğitir gibi eğitmeye çalışan, bu özelliklerini tamamen özentilerle oluşturmuş mahlukat kötü bir ebeveyn performansından başka bir şey sergileyememiştir. aslında eğitip öğrettiği çok şey var, bir insan kavgada ne kadar çok açık verebilir, bir insan ne kadar çok susmadan konuşabilir, bir insan eleştirdiği her şeyi aslında ne kadar daha çok kendi yapabilir, kavgada neler söylenmez ve sabır nası taşırılır -ki ben genelde sessiz kalmayı tercih eden bana bile o çığlıkları attırtabiliyorsa, ki ben sonra ardı arkası toparlanmayacak sözleri söylememek için direnen bana bile ne kadar iğrenip nefret ettiğimi söyletecek kadar zorluyorsa artık- bunları öğrendiğimi inanıyorum. asla bir ebeveyn olmaması gerekliliğini bana düşündüren bu zavallı, insanların bana acımasına sebep olacak, çözüm üretmek için çaba sarf etmelerini gerektirecek tavırlarda tutumlarda ve davranışlarda bulunmuştur. hiç yapmadığını iddia ettiği psikolojik şiddete tüm aileyi maruz bırakmıştır. söylediği bütün sözlerin içinde kendilerini çürüten cümleler bulundurup, kendini çürütmeyen tek cümlesi bile olmadığından bu çürük zihniyet tutarsızlıklarıyla bütün saygınlığını yitirmiş, baştan beri olmayan sevginin yerini bir de saygısızlık almasına seyirci kalmıştır. belki riskler almalı, radikal kararlara ve değişikliklere ihtiyaç var. herkes için mucize olmadığını anlatmaya çalıştığım bir seneyi okudunuz.teşekkürler