15 Mayıs 2023 Pazartesi

bir yazarın kahvaltısı

 bir tutam ilham

bir tutam istikrar

bir tutam güneşin peşinden koşma enerjisi

bir tutam klavye

bir tutam kahve.

aslında ilham gelmiyordu, peşinden koştukça, belki koşmaya bile gerek kalmadan yürüdükçe karşına çıkıyordu. 

nereye gideceğini kestiremediğimiz öykülerimiz gibi, nereye gideceğini kalemlerin, klavyelerin yönlendirdiği öyküleri yazıp çiziyordu yazarlar. yazının gerçekliği, bir illüzyon kabul edilen bu dünyanın gerçekliğinden eksik değildi. 

hayalimde bir yazar var, tek işi bu olmayan. işi gücü gözlemlemek, bakmak, duymak, dinlemek ve sindirmek olan birisi. palmiye ağaçlarının altında, üşütmeyen bir okyanus rüzgarının serinliğiyle, parmak arası terlikleri ile gördüklerini yazan. kendi hayal dünyası, gerçeğin illüzyonlu halinden pek de ayrışmayan. yaşar kemal misali saatlerce çukurova sıcaklarını betimlemese de asya'da pirinç tarlalarını, amerika'da mısır tarlalarını tüm canlılığıyla anlatabilen biri.

bir kadın.

motorunu kiralayıp özgürce, saçlarını savura savura, incinmeden, incitmeden, günbatımlarının peşinden koşan biri.

özlemini duyduğu yaşama, sabahları ananas ve mango dolu tabaklarda kahvaltısını yaparak ve kahvesini yudumlarak kavuşan biri. 

her duasında, kalbim genişlesin diyen biri. 

kalbine dolan korkular, kaygılar yerini neşeye, coşkuya, sevince, kabule bırakıp, sevgiyle sarmalanan bir kadın. bazen yalnız, bazen kalabalık. 

onu asla yalnız bırakmayan karakterleri var içinde. gerçeği hayalden ayırt edemeği zamanları var bir de.

 sabahın serinliğinde uykusunu almış, bedeni uyanmış, güneşi selamlamış. 

ilhamını dalgalardan, çocuklardan ve dünyanın geri kalanında olması muhtemel yaşam hikayelerinden alıyor. 

ilhamını bulmaya çıkmış.

kahvaltıda keyfi var.