31 Mart 2017 Cuma





Dhyana bir zihinsizlik evresi anlamına gelir; konsantrasyon, düşünme, meditasyon yoktur. Yalnızca tüm düşüncelerin kaybolduğu derin, engin bir sessizlik vardır. Bilinç gölünde hiçbir dalga olmadığında; bilinç var olan her şeyi -yıldızları, ağaçları, kuşları, insanları, var olan her şeyi- hiçbir şekilde çarpıtmadan, yorumlamadan, hiçbir önyargı katmadan yansıtan bir ayna görevi görür.

Senin zihnin budur: önyargıların, ideolojilerin, dogmaların, alışkanlıkların.

29 Mart 2017 Çarşamba

Aşk bu değil ve zaten Hakikat hiçbir sözcük tarafından taşınamaz. Hakikat yalnızca tecrübe edilebilir. Hakikat yaşanabilir, ama onu söylemenin hiçbir yolu yoktur.

Şurada bu Zen mantığını Gevherce anlatmışım.

28 Mart 2017 Salı

Aslında parmaklarımın ucunda olan dünya gerçekleri kalp doğu felsefeleri.

Hindistan'da doğup, Çinde kök salıp, Japonya'da çiçeklenen bir sanat Zen.



Yüklerini özgür bırak, onların seni özgür bırakmasına izin ver. HAKİKAT SENDEN ÖZGÜR OLMANI İSTER.

27 Mart 2017 Pazartesi



Güzide Antalya'nın Tophane çay bahçesinden. Şu manzara benim çocukluğum. Kendimi bir gemi gibi imgeleyip sığınacak limanlar ararken, gerçek bir liman, gerçek bir sığınak olabiliyor Antalya. Bu şehri seviyorum yine.. selamlar bu güzel limandan.
Tostumu yedim bekliyorum.
Yani beklemiyorum da oturuyorum öyle içimi ısıtan bir rüzgarla. Rüzgar aslında serin serin titretiyor ama bugün haftasonunun tüm pratiklerinin yoğunluğu ve yorgunluğuna karşın öylesine mutlu uyandım. Zaten güneş biz uyanalım diye doğuyormuşcasina uyandım sabah erkenden.
Sonra kahvaltımı yaptım dostlarımla, neskafe bile lezzetli geldi o mutlulukla.
Yoga yaptım uzun uzuun, üstüme yük olan, kalbime yük olanları bırakmak niyetiyle derin derin nefesler aldım verdim. Niyetimin ilk meyvesini seans bitince alınca ufak bi sürpriz yaşadım ve teşekkür ettim.

Yine meditasyon sırasında akıp giden tüm düşüncelere, bana ilham oldukları için hala çok mutluyum. Mis gibi planlar yaptım. Onları not edeyim diye Kaleiçi'nde oturcak bildik bir yer aradım, kapanmış. Biraz bozuldum ama olsun deyip buraya geldim. Notlar alıp keyif yapacağım. Hepsi yakında :))

O limandaki gemilere binseniz aynı boylamda dünyanın aşağısına doğru dümdüz gitseniz yaz sonunda oralarda bir yerlerde karşılaşabiliriz :)

21 Mart 2017 Salı

bugün 21 mart, ekinoks.

bir nevi dünyanın dengeye geldiği, eşitlendiği baharın ilk günü.

biz de içimizde dengelenirken, okuduğum her şeyde şifayı bulmanın yollarını görürken, Rockefeeller 101 yaşında ölmüş ve ben onun gökdelenine tırmanmadan ölmemişken, zaman geçiyor dostlar.

ÖNEMLİ OLAN AMAÇ DEĞİL YOL diye bağırırken içim, keşke hazirana atlayıversek de bir kampa gideversek, temmuz olsa da bir piramitlere doğru kaçıversek diye diye de bahar kelebekleri uçuşuyorlar.

Dün belki mesleki, belki de kişiler üzerinden çok güzel kapılar açıldığını hissettim. yaptığımız her güzel sohbet, kendimizi doğru anlattığımız her insan bizim kendimize çizdiğimiz yoldaki çiçekleri suluyor, bir bahçeye dönüşmesinde yardımcı oluyor. yani yolları nası imgelersiniz hayl dünyanızda bilemem ama renklere aşığım ben, gökkuşağına, gökyüzünün tüm tonlarına, mavisinden grisine, ölmezotunun hiç solmayan sarısından çarkıfelek çiçeğinin kırmızına, Arjantindeki tangonun gülünden, Hindistandaki baharatların hardalına, her renge aşığım.

hayatımıza dokunuşlarıyla anlam katan tüm yüce yürekli insanlara selam olsun.

19 Mart 2017 Pazar

V'ye açık mektup,
Sitemsiz bir teşekkür yazısı.
Böyle güzel sevip-sevilmeye aracılık ettiğin için ve kalbimi sevgiye açtığımda, öyle güzel bir zamanda, benimle yürüyüp, bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim.

Zaman doldu. Bu çok içsel bi saat. Tesadüflere inanmadığımdan mı dersin karşımıza çıkan her insanoğlundan bir şeyler öğrenip/öğrettiğim için mi dersin bilemem ama ne olduysa, bizlere çok şey öğretti.

Belki yeryüzünün gördüğüm en özel günbatımı, belki bir sarılma sımsıkı, belki de en özel veda...

İçinde insana ve sevgiye dair ne varsa hissetmeme sebebiyet verdiğin için teşekkür ederim.

Dünyaya, dünyanın dertlerinden uzaktan bakan ruhu çingene bir gezginin, aklının kurdu yerleşik hayata bakma çabasına da önderlik ettiğin, bana öğrettiğin her şey için teşekkür ederim.

Devam eder gider böyle.

Altmetinsiz, yazıldığı gibi okunur.

16 Mart 2017 Perşembe

Bir şeyleri kendinde değiştirmek, başkasına bu huy, özellik ya da alışkanlık her neyse nasi değiştirdiğini anlamaktan daha kolay.

Değişim kendiliğinden gelmiyor elbet hep. Düşünce değişiyor önce, sonra duygular.. davranış geliyor en son.
Bu sıralama da değişebiliyor. Davranışlarımızı değiştirdiğimizde düşünceler de istediğimiz yöne kayabiliyor. Doğru yerde, doğru zamanda hayatın karşımıza çıkardıklarıyla neler neler oluyor.

Yaşam enerjisi hep uyanık kalıyor.

Okumak lazım
.

14 Mart 2017 Salı

Dolunay..
Dolunay var yine, bir de yalnızlıklar.
Aşklar var, imkansızlar. Gitmeler..
Aziz Nesin yazmış. 'Maçinli kız için ev' kitabında.
Gökler kralıyla denizler güzellik kraliçesinin unutulmaz sevi öyküleri, öyküsünde.
'Her kadının kendi denizi, her erkeğin kendi göğü ya da tersi, her kadının kendi göğü ve her erkeğin kendi denizi vardır. Ve yabancılıklarin büyülü çekiciligine kapılırlar. Ancak gökle denizin çizgisinde sevileriyle birbirlerine değinebilirler, ama birleşemez, zamanı birlikte ısıramazlar. Örneğin, sen işte...'

Devam ediyor öyle, hüzünlü değil de gerçek hikayeler. Gökler kralı yaşlı kartal, güzellik kraliçesi kırlangıçbalığıyla yaşadığı aşkta öğretiyor bize en imkansızı.

Çünkü
İm
Kan
Sız.

9 Mart 2017 Perşembe

Size bir zamanlar bütün sorunlardan kactigimin ve hiçbir yere varamadığımın hikayesini anlattım mı? Merak etmeyin, sonu mutlu bitiyor :)
Bir yere varamadım ama anladım ki zaten vardığın yer değil de geçtiğin yollar sana öğretiyor hem hayatı, hem hayattan keyif almayı. Hepsini anlamadım belki ama geçtiğim yollarda, tanıdığım kültürler ve insanlar bana hep önemli şeyler kattı.
Hayatımıza giren insanlar, kimi zaman bize sadece itici bir güç bırakır, kimisi sadece bir anı, bir battaniye, bir fotoğraf, kimisi bir şarkı ve kimisi bir şeyler öğretir. Kimisi bir fikir verir ve görevini yerine getirince, çekilir devam eder hayatına başka bir yoldan. Kimisi sevmeyi öğretir, alma-verme dengesini kuramadigindan, sevmez ama öğretir. Ve kimisi de bir aydınlanmanın başlamasına tanık olur.

İlk başlarda, her şeyden kaçtığım sıralarda, hayatimdaki insan bana 'sen kaçmaktan başka bir şey bilmeyen korkağın tekisin' demiş idi. Seneler oldu.. Kaçıyordum hakkaten de, yüzleşmekten korka korka, sorumluluk sandığım yüklerin hepsinden kaçıyordum.
Bu aydınlanmayı da psikologumla yaşamıştık, bi kere o seansa elinde olmayan sebeplerle geç kalmıştı da ağlaya ağlaya kaçmıştım ordan, 5 ay sonra geri gittiğimde anlattım, kızıp gittiğimi. Yüzleşemiyordum işte, zor geliyordu.
Şu ara en sık karşıma çıkan yazılar, insanların hayallerinin gerçekleşmesinden korktuğu hakkında. Korkuyorlar çünkü daha sonra ne yapacaklarını bilmiyorlar ve hayallerini gerçekleştirmek için gereken çabayı göstermekten kaçınıyorlar. Link bulunca yine paylaşırım ancak, demeye çalıştığım ben de sorunlarimla yüzleşip çözümlerinden korkuyordum çünkü sorunsuz bir hayatla ne yapılabileceğini de zaten bilmiyordum.
İşte bana korkak diyen insan evladı beni daha cesur bir kadın yaptı. Şimdi cesaretime güvenip çıkıyorum yola, hayatıma yön veriyorum. Korkakliktansa, evde oturan erken ölür diyen çingeneleri benimsiyor ruhum.

Çingene ruhum, geçen sabah tırmandı en tepelere, geçen akşam iş çıkışı çoraplarını çıkarıp yürüdü sahilde, soğuk kumlara basa basa. 'Bunu en son ne zaman yaptığını hatırlayamacak kadar uzaklaşmıştı kendinden'. Öyle iyi gelir ki uyanmak, paylaşmak ve anlaşıldığını hissetmek. Kimse beni anlamaz diye değil de, beni bu sefer anlayacak birini buldum diye, bütün hislerini bir yabancıyla paylaşmak.

Gece, sahilde, deniz fenerini gören manzaralarda, uzakta bir tekne görürsünüz bazen. Ve o teknenin içinde olsam keşke dersiniz. O teknenin içinde olma hissi, kendi adası olmasını istemek gibi bir şey, belki de seni kimsenin tanımadığı bir metropole taşınmak istemekle aynı his. Anonim olmak! Her şeyden ve tanıdığın herkesten uzakta, kendini dinlemeye zaman ayırabilmek, imkan yatarabilmek.

Türkiye'den uzakta kaldığım zamanlarda, öyle anonim kaldım ki kimse tanımadı beni başta, ben anlatmak istersem bildiler beni. Benim onlara anlattığım karakteri çizdiler zihinlerinde.
Bana hep zor geliyor yerleşik yaşamdaki aynılık düşüncesi, öyle olmak zorunda değil tabi, algılarım bana hep git dedi, git, uzaklaş, gör! Keşfet!

İşinden istifa edip, tek yön Vietnam'a gitmek üzere olan biriyle tanıştım. Yollarımızın kesişmesi, yolda olanla, yolculuğu paylaşmak ne yüce bir hediyedir bilir misiniz?

Son yok elbet, yol var dedik, önemli olan da o!
Herkesin kendi şansını yarattığı, enerjilerimizin bizi birleştirdiği bir gökyüzünün altında yaşadığımız için çok şanslıyız.

7 Mart 2017 Salı

saat 1 olmuş.. ben kafası yastığa değmeden uyuyan ben, uyumadım. beni uyutmayan depresyon da şöyle bi şey

karanlık şeyler hakkaten bi tık yine de.. link burada

zihnimde hem sakin hem de yer yer aşırı dalgalı durumlar hakim. bioritm kelimesini öğrenmek için hasta olmuşum gibi geçen ay. kadınların ölçülebilir bir menstrual döngüsü olduğu halde erkeklerin bir döngüsü olmadığı sanılırken aslında var! bu çok ayırt edici bir bilgi bence. hazır kadınlar gününe girmişken, benim ayda büründüğüm en az 3 kişilik var, öncesi-sonrası sendromlarıyla. şimdi sadece ayakta nası durulur, nası güçlü kadın olunur rollerimi oynamayı biliyorum.
dibe çökseeeek, orası karanlık. aydınlığın içeri girmesi için izin vermek lazım...

bi de lügat 365 var, şöyle yaptıkları işleri anlatıyorlar. geceniz güzelleşsin. değişimin kaçınılmaz olduğu, süreçlerimizi kolaylaştıran insanlarla, asla yalnız olmadığımız gerçeğiyle dolu bi gece!

yalnız değilsiniz be. niye olasınız?
why not?

6 Mart 2017 Pazartesi

bulut geçti


kimse bilmez,
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde??

güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün.


bu yıldızlı göklerin altında yalnız bıraktık hep kendimizi. reddettik hep.
karanlıkta kalsak daha iyi olcak sandık.

oysa gün çok güzeldi, ay'ın hasreti hep güneşeydi.
güneş.. aydınlık.. iyilik..
Meğer bioritmim bozulmuş!

5 Mart 2017 Pazar

Yogayla tanışalı bir süre oluyor. Başladığımdan beri ise değişen onlarca şey... hayatımda eksikliğini bildiğim, yokluğundan belki hayatımı zorlaştırdığım şeyleri iyi şeylere dönüştürmeye başladım.
İçinde iyilik ve güzellik olan şeylere kalbimi açmayı öğreniyorum bu süreçte.
Kalbimi açmayı öğrendiğimde geldi, hayatta en değer verdiğim insanlardan biri, bir Orhan Veli duygusallığında, şiirlerle. Ne bileyim kimse şiir okumamış bana daha önce böyle.

Her duruşta ayaklarım yere köklenirken, ellerimle de göğe uzandım, birkaç asırlık ağaçlar gibi, kendinden emin. 'Dünya benim evim ve ben burada güvendeyim' demeyi öğrendim, en içten hislerle.

Ve esneklik oldu en güzeli. Kaslarım esnedikçe, farkındalık kazandım. Sadece öğrenilmiş ve bırakıl(a)mayan düşüncelere karşı da esneklik kazandım.

Her sabah gün ışığıyla uyanıp, güneşi selamlarken, ellerimi kalbimde birleştirip bir niyet belirliyorum güne. Dertler yerini çözümlere bıraksın bu gün de.

Na-
Mas-
Te.

2 Mart 2017 Perşembe

Hac

İçimizdeki güce, modern dünyanın potansiyel dediğine. Gerçekleşmesi muhtemel her ihtimale yazılmış sanki, Paulo Coelho'dan.
Beni görmüyorsun ama duy diye bağırmak istiyorum yeryüzüne.
Bazen de tamamen yok olmak.. hislerimi de hissettiklerimi de içimdekilerle beraber yok olmak.
İçimdeki sesle sık sık muhabbet ediyoruz, yalnız kaldıkça, her şeyden ve herkesten uzakta umuda doğru yolculuk ediyoruz.
Özlem, kırgınlık ve kendinden emin bir bekleyiş içerisindeyim. Sevginin nasıl form değiştirildiğini gördüm çünkü, biri deliyse ilişkide, diğerinin akıllı olması, sırayla yer değişebileceklerini anladım. Yazacak başka bi yerim yok. Burası en dingin mabedim, nereye gitsem benimle. Tüm sırlarımı biliyor.
Hayatı ve insanları anlamaya çalışırken öğrendiğim her yeni şey, tanıdığım her yeni insan daha büyük soru işaretleri getiriyor. Anlamlandıramadığım bir şeyler vardı, çoğalıyor.

1 Mart 2017 Çarşamba

Kederin en yoğun hissedildiği geceler var artık, yanıbaşımda.

Bir kitap cümlesinde, bir fotoğraf karesinde, gökyüzünde bir yıldızda, ay ışığında. Müziklerde bile keder var.

Keder senin gülüşünü esirgedigini görse, keder olmaktan utanır, aydınlık günlere bir gölge olarak saklanır.