16 Eylül 2022 Cuma

dönüş yazısı

hindistandan döndüm. döner dönmez bir hamama gidip keselendik :))
Ayurvedik astrolojide doğum tarihimi inceleyen bir hocam beni hiç tanımıyorken 'Sen yurtdışında eğitimlere gidip, Türkiye'de eğitimler vermelisin bu yolculukta' demişti 2019'da. öncesinde zaten bunun için onlarca sınav, para biriktirme için verilen uğraşlar, motivasyon mektupları, vize koşuşturmaları olduğunu bilmeden.
bir süredir yapıyor olduğum işleri minimumda yapıyorum, yaz rehavetinden diyelim. hep denizde giden bir tekne metaforu geliyor gözümün önüne. çok dalgalı olmayan bir günde tekne motorlarını kapatmış ve gidiyor öylesine denizin akıntısıyla. hareket etmekten vazgeçmiyor am manzarayı seyreyliyorum. seyir eyliyorum :) her nerede bulunuyorsanız, tamamen orada olun. eğer şimdi ve burada'nızı katlanılmaz buluyorsanız ve o sizi mutsuz ediyorsa, üç seçeneğe sahipsinizdir. ya o durumdan uzaklaşın, ya onu değiştirin ya da tümüyle kabul edin. diyor Eckhart Tolle Şimdinin Gücü kitabında. yaşamın sorumluluğunu almak böyle böyle geliyor. ************************************************************************************************************ bu yıldızları bir kedi yazdı :),üi ü selamı var size.
dönüş- nasıl gidilir- orada ne yapılır? hepsini yazayım bi ara :)

Enjoy the ride

ne cok gunler geçmiş burada yazmayalı. aralik 2020de psikodrama eğitimine başladığımızda bir resim göstermişti berna. yolculuk temalı. günlerdir kendimi öylesine boşlukta salınan bir gemideymis gibi hissediyorum, sanki geminin motorları durmus da dalgalar olduğu kadar hareket ediyor gibi. neredeyse durduğumuzu da fark ettiğimden kendime telkin veriyorum, bunun da tadını çıkarabilecegim yönünde. şarkının da dedigi gibi stop chasing shadows just enjoy the ride.

flamingo pembesinin bir tatil hikayesi oysa bu, tam da 2020 aralık temsili.

aslinda gecen hafta bir yazı fikriyle zihnimde açtım blog sayfasını, yeni bir blog sayfasını baska bir formatla hatta baska bir platformda acma kararimdan bahsetmek icin. sonra hep çeşitli bahane ve gerekcelerim oldu bunu yapmamak için. ama bir yandan da bir isim buldum o yeni bloga, başlığa bakarsanız.

sürdürülebilir bir disiplin şu ara en cok istediğim sey. zihnim once ihtiyacım diye düşündü ama sonra bunun gerçek ihtiyacim olup olmadığını bilmediğimi fark ettim. cok disiplinli gördüğüm, pratiğini matta ve matin dışında sürdüren insanları gördükçe cok özeniyorum. o yuzden aslinda kendime bir cekiduzen vermem gerektiğini soyleyen taraf bazi gerekcelerle geliyor.
yolunu kaybeden tarafimsa bir yandan korksa da bir yandan hareketlerini aşırı yavaşlatıp iyice eylemsizlik noktasinda. hicbir sey icin zorunlu olmadığını söyleyip duruyor. ne yapacağımı vulana kadar buraz zamana ihtiyacım var diyor :) insallah bahane degildir tembellige.