23 Mart 2019 Cumartesi

Molalar ve esler


Sağımda kale, solumda da alanyanın bitmeyen sahil yolu var görünen ışıklarda. Sahilde baharın hala serinliği ama sakinligiyle yürüyüşüme bir mola verdim. Müziğin ritmiyle adımlarım bazen hızlı bazen durağan yansımalara yine hayran ola ola oturdum kumsala.

2019a girip 26 yaşıma basınca sanki sihirli bir değnek değdi.
Şu yazıda da yazdığım hisler böyle artarak gelişiyor. Insanın kendi zihnini tanıması, bedeniyle ruhuyla ve evrenle uyumlanma süreçlerini bu kadar yakından izleme halini mest ola ola izliyorum kendimde.
Hatırlıyorum aynı yolları haykıra haykıra ağlayarak yürüdüğüm zamanları,  içimdeki sesin her şey çok güzel olacak diye diye kendini motive edişini. Her sey cok güzel oluyor. Yaşam mucizeleriyle geliyor her defasında. Hayaller gerçeğe dönüşüyor.

Zihin belki benim zihnim o akademik, materyal tarafıyla hep bi eksik arayıp yetersizlik hissettiği zamanlardan uzaklaşarak, popomun üzerinde oturduğu kum taneleriyle heyecanlanıp, mutluluk hissettiği bir hale tanıklık ediyor.

Geçmiş deneyimlerle yüzleştiği, karanlığa hizmet eden, zarar veren düşünce kalıplarından uzaklaşıp refaha eren bir yapıyla devam ediyor yoluna. Yoldaşlar, yardım edenler, yardım alanlar ve merkezde kalan zihin. Zihin ve bedenin ötesine gecen bir deneyime hazırlıyor kendini.
Olan her şey, olacak olan her şey bir hazırlık sürecinden geçiyor.
Şu havanın tüyleri diken diken eden serinliği,  gökyüzünün parlaklığı ve dalga sesleri içinde yaşamı içine çeke çeke besliyorum ruhumu. Biraz daha oturup gideceğim.
Bugün karşıma çıkan cümle şuydu,  yolculuk devam ediyor, yolda durmak yola devam etmek değil. Bence size iyi gelen limanlara sığınmak da yolculuğun iyileşme süreçlerine dahil. Müzikte notalar ne kadar önemliyse onları duymamızı sağlayan esler de bi o kadar mühim.
Sevgiyle aksın ritm.

20 Mart 2019 Çarşamba

içim içime sığmıyor dediğiniz, midenizde kelebekler hissettiğiniz o coşku halleri var ya, onlar nasıl önemli. Himalayalara giden yolda, Australian Base Camp'te Annapurna tepelerine bakarken hissettiğim o tarifsiz, koşulsuz, tüm hücrelerimde hissettiğim bir hal var. Hala hatırladıkça içim gülüyor ve tüylerim diken diken oluyor.

bugün biraz daha farklı hissediyorum. meditasyon yaptıkça, meditasyona aracı olup başkalarıyla paylaştıkça bu farklı hisse de gözlemci olmanın yolundayım. Içim içime sığmıyor coşku halinin icim içime sığmayan bir sıkışıklık halinin içinden geçiyorum. karşıma cevap niteliğinde bir yazı çıkıyor.

Şuraya bir tık.

akışa güven.
rahatla.
olacak olan oluyor.
bırak.
bu yeryüzü güvenli.
zihnim
iç sesim
bu beden deneyimi. ve ötesi.

ekinoks ve dolunay müthiş bir enerjiyle geliyor.

19 Mart 2019 Salı

Alanya

Böyle sabahın erken saatlerinde, biraz ısınmış ama hala hırkaya ihtiyaç duyacağınız saatlerde, pofidik mavi bulutların, yeni çiğ yağmış çimenlerin ve palmiyelerin olduğu bir sokaktan geçiyorum. Dün akşamdan beri çalan şarkı hala çalıyor. Yasemin mori- çıngıraklı dilber modunda yürüdüğüm günler biraz yavaşladı zihnimde. Yeni bir denge haline geçiyorum. Belki evrenin yeni bir yükselişe geçmeden önceki mola verdiği anlardan birinden geçiyoruz. Çok özel bir deneyimin parçası gibi hissediyorum kendimi.
Hava ısınıyor. Yürüyüşün ritmi artıyor. Acele etmek için hala sebebimiz yok.  Şehrin içine doğru narenciye kokularına karışan kahve kokuları olsun istiyor zihnim.

9 Mart 2019 Cumartesi

Kathmanduda yazılar son

Buraya gelirken mutlaka götür dediğiniz bir şey var mi diye sordugunda değerli hocam Selim yoga matını ve farkındalığını götür canısı demişti. Şu an dönerken öyle iyi anlıyorum ki yanımda farkındalığımı taşıyıp küçük küçük anlarda yaşadığım 'Evreka' momentlerle o süreçlerin nasi kazançlı geçip durduğunu.

Bütün öğretiler,  ilerlemeye yönelik,  spirituel yollar bize bırak diyor. Bağımlılıklarından kurtul, tutunmayı bırak ve özgürleş. Bırakmayı öğretirken sadelesiyor de insan.

Bu yazının içinde bütün yolculuğumun her anında keyifle bir arada olduğum, oda arkadaşlarımdan birisi Mişlinle geçirdiğimiz, son 15 güne dair cok sey var. O benden bi önceki sabah yola çıktı ve o sabah 6da kalkıp Mişlinle son kez Stupa'nın etrafını turlayıp 7de sabah kahvemizi içerken içimde enerji alanımda, hatta fiziksel bedenimde (böğrümde) bir şeyler hissettim. Vedaya dair ya da artik son 17 gündür her gün yaptığımız bir şey olarak alışkanlığa dönüşmesinden midir bilmem o yoğun enerjiye dönüştü. Ve Mişlin le vedalaşıp dökülen o tarifsiz gözyaşları. Işte o andan sonra kendimi dengelemeye çalışırken fark ettim, bu kadar bırakmayı anlatan bi öğreti için bir araya geldiğimiz yerde kurulan bağ bize neler öğretecekti?

1 saatlik yeterince uzun bir otobüs yolculuğu yaptım hemen vedanin ardından. Dengeye gelmeme, akışa dönmeme olanak sağladı bu dinginlik hali de. Aslında kimine göre tozlu, trafikte, kalabalık, bozuk yollar olarak nitelendirilebilecek bu yolculuk benim bir parçam olan, parçası olduğum insanlığı temsil ediyordu.

Önca farkındalık anına, onca desteğe, sevgiye ve gülümsemeye geldim, dokundum. kalbimi, valizimi doldurdum evime dönüyorum ❤ görüşmek üzere

Kathmandu yazıları 10

Nepal seyahati boyunca sık sık haşir neşir olduğumuz esnaf fiyatlar ve pazarlık konusunda çok çakal olsa da çok neşeli bir ortam var, sürekli bir pazarlık dönüyor. Sık sık nerelisin muhabbetiyle konuya giriyorlar, son gün ben de tek başıma kalıp  cosy mekanlar keşfederken herkeslere küçük hediyeler almaya yollara düştüm. En mutlu olduğum sohbetlerden birisi aslında yine birçok mesajlar verdi bana. Kathmandu, Pokhara ve Chitwan en çok ziyaret edilen büyük şehirler. Başka yerlere gittin mi diye soruluyor sıkça,  evet diyorum Pokharaya gidip trekking yaptım, Himalayalarda hissettiğim mutluluğu nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum diye anlatıyordum bir esnafa.

Himalayalar ve mutluluk ilişkisine dair duyabileceğim en güzel depresyon tedavisini nasıl yaptığını anlattı bana. Yıllarca ilaçlar ve farkli tedaviler denedim ama cok mutsuzdum, yogaci bir arkadaşım dağlara çıkmamı önerdi,  3 ay dağlardaydım ve döndüğümde hiçbir ilaca ihtiyacım kalmamıştı diyor. Ve yanina gelen eşinden, çocuklarından bahsederken karşı dükkanların birinin içinden bir yere gidiyoruz beraber, ikizlerini gösteriyor bana.
17aylik bebeklerinden soldaki kızın adı Nehir, oğlanın adi da Okyanus demek. Namaste diyip ellerini namaskar mudra yapan minik kız cin gibi, oğlan henüz uyanamamış:)

Aslında böyle öyküler duydukça psikolog-yogacı-gezgin kimliğimi bir arada çok seviyorum. Insanların milyonlar harcayarak psikoterapilere yıllar harcamalarından önce aslında bu değişim dönüşümün hızla akabilecegi bi zamana giriyoruz diye hissediyorum.

8 Mart 2019 Cuma

Kathmandu yazıları 9

Buradaki son aksam. Bir sonraki sabah yolculuk var eve doğru. Bu yolculuğuma en çok eşlik eden minik oda arkadaşımla burada veda kahvesi eşliğinde konuşuyoruz bu deneyim bize neler kattı diye.
Şu etrafında döndüğümüz Stupa'ya baka baka beklentimiz neydi, nelerle karşılaştık ne kadar çok şey öğrendik birbirimizden onu konuşuyoruz. Birbirimizle veda gibi değil de yeni yolculuklarımıza hazırlık analizler yapıyoruz. Bugün Pokhara'dan dönüş yolu öyle uzundu ki ikimiz de Ikigai kitabını bitirebildik ayrı ayrı. Ikigaimizi yollarda bulduk. Yaşamın anlamını...

Benim yoluma dair belki gittiğim onlarca farkli ülkeden başka birine daha tik atayım, daha doğuya, mistisizme, baharatlara doğru çıkayım beklentisiyle geldiğim bu halde kazançlarım insan öyküleri oldu en çok. Bir de mutluluğun tanımı değişen.

Himayaların eteklerinde Annapurna tepelerinde doğan güneşin o tepeleri aydınlattığını gördükçe yüzüme, kalbime, ruhuma yayılan bir gülümseme oldu. Bunlar en tarif edilemezlerinden muhtemelen anların.  Dönüş yolları boyunca içinden geçtiğimiz ormanlar, en eski yöntemleri kullanarak devam ettirilen üretim ve daha fazlası için yeniden geleceğim sana Nepal.

7 Mart 2019 Perşembe

Kathmanduda yazılar 8

Kathmandu şehrinden yaklaşık  200 km uzak bir şehre geldik sabah 7 otobüsüyle. 7 saat süren, yoldayken iç organların yer değiştirdiği esprisini yapa yapa tanbur tungur bol virajlı bir yolculuk hali. Şehrin keşmekeşi denir ya, Pokhara'ya sakin bir göl şehrine gelince anlaşılıyor Kathmandu'daki keşmekeş. Akışta da olsa trafik ve tozlu yollardan sonra hippilerin ve turistlerin geldiği bu kasabada bir huzur var. Himalayaların eteklerinde belki bu enerjiye sahip olması kaçınılmaz. Şehirdeki ilk gün batımını göl kenarında izliyoruz.
Su kenarındaki yerlerin enerjisi zaten havasından suyundan bir başka güzel oluyor.

Sonra yolculuğun en hızlı kısmı başlıyor aslında, konuştuğumuz bir tur rehberi ile ertesi sabah Himalayaların eteklerine, Annapurna zirvesini yakından gören noktaların birine Australian Base Camp alanına yürümek için anlaşıyoruz. Satın aldığım en keyifli deneyim olarak yazıyorum bu anıyı. O gece yol arkadaşlarımla yarın Himalayalara çıkacak olmanın heyacanını yaşıyoruz, yüzümüzde hic eksilmeye bi yaaaaa cok mutluyum hali sabah yolculuğuyla devam ediyor. Her gün 6da uyanıyoruz. Sonra yolculuk başlıyor. Jeeplerle belli bir noktaya gelip Australian camp'e yürüyoruz yoga eğitmeni rehberimizle. Yürüyüşün en keyifli hali matlarimizi alıp tin tin çıkma hali.
Vardığımız manzara bizi yerimizde duramayacak kadar mutlu etmeye yetiyor. Butik bir otelin himalaya manzarasına karşı ilk geleneksel Hatha yoga dersimizi yapıyoruz. Yaşamaktan ve sahip olduğum her şeyden keyif alıyorum. Bu yolculugun her anını seviyorum. 


4 Mart 2019 Pazartesi

Kathmanduda yazılar 7

Happy Maha shivaratri  day in Nepal ❤

Bugün lord shiva'nın doğum günü. O yüzden pashupatina'da ölü yakım törenlerinin yapıldığı yerde bir kutlama var. Kendimizi o ani kalabalığın içinde buluveriyoruz. Sadece bugün Nepalliler için ot içmek yasal. Zaten ölülerin, doğanın, yanan tütsülerin kokusuna karışmış bu yerde, bir de ot kokularıyla mest oluyoruz.


Sonra her sabah yürüyüş yaptığımız Büyük Boudha Stupaya dönüyoruz. Akşama kadar grupla hareket etmenin 10 gün sonrasında ufak bir eeeyh yeter be halini, kendi güvenli alanımı yaratarak yaşıyorum ve 'me time' yaratiyorum kendime, en azindan evin yolunu biliyorum. Stupa'nın etrafını dolanmaya başlıyorum yine, dikkatimi çeken bir kadin var, yerde kocaman bir dairenin içine odunlardan ufak bir alan yaratıyor. Içinde bebekler koymuş  etrafına sunu hazırlıyor. Onun shiva için olduğunu anlıyorum sonra. Kalabaliga ilk karistigimda hemen yanimda bir kadınla göz göze geliyoruz masmavi gözleri olan. Woodoo mu acaba bu diyorum, yakacak galiba. Shiva icin diyor. Aheste aheste  çemberin 4 bir yanına aynı sunuyu dizmeye devam ediyor. Meyveler, çiçekler  kolyeler, tütsüler  odunlarin uzerine bir yigin oluşturuyor. Shiva için. Etraftaki yuvarlak giderek kalabalıklaşıyor.



Sonra başlıyor ateş, giderek yükseliyor. Kalabalığın de hepsine sirayla ateşe atmamız için tohumlar veriyor sunuyu hazırlayan kadının yardımcıları, bütün sunuyu tek bir kadın dizdi. Sonra çiçekler veriliyor atmamız için Ve ateş giderek yükseliyor. Alnımıza 3.gözümuze kırmızı noktamızı da sürüyor Kadın.

Törenin bitişine yakın Shivadan gelen meyveler ve himalaya tuzu da dağıtıyorlar herkese. Meyveler muz, mandalina ve üzüm. Renklerin bir anlamı var.
Meyvelerimizi alıp, Fabienne ile numaralasip vedalasiyoruz.
Kendi basinaligin getirdiği en güzel anlardan biri olarak yazıyorum an defterime. Fabienne Balide yaşıyor, budist bir kadın. Asla satın alamayacağım bir keyif oldu. Sonrası yime rengarenk danslar ve bando takımına karıştı, teşekkürler evren.



3 Mart 2019 Pazar

Kathmanduda yazılar 6

Mişlin, Sibel, Irem, Gülbeyaz, Ali, Sevim, Canan, Can, Ayşe, Nuran, Emrah, Gülin, Tashi
Hepsinin bir öyküsü var bende. Hepsiyle bir paylaşım.
Bu yolculuğa eşlik eden isimler. Ruha inanmayan budist bir manastırın tanışmamıza aracılık ettiği ruhlar.

Dün gece uyumadan önce, yan yatağımda tanıştığım dünyalar güzeli anası Sibel'in kitabının yayınevinden basım onayı aldığını öğrendik, mutlu olduk hep beraber. Şampanya patlamak istedim ama alkol sokmak (yasak) :D çikolatalı pastaya kaldık. Sibel hem köklerimizin kaynaştığı,  Nepalde Sivaslı birini yan yatağımda bulmanın heyecanını yaşadığım bir kadın. Üstelik editör. Neredeyse ilk defa tüm içtenliğiyle blogu okuyup geribildirim veren insanlardan birisi. Yazarlığının, öğretmenliğinin, akademisyenliginin yaninda bir de ana. Hem de kucaklayan, veren, seven bir ana.
Bana yazıları bir eksende toparlayıp, onun çevresinde yazmama dair birkaç öneride bulundu ki belki sonu bağlanmayan cümleleri artik niye bağlanmadı diye değil, keyifle bağlayacağımız yazılar gelecek.

Günleri geri geri saymaya başladım artık 7 gün sonra Alanyaya varmış olacağım. 7 gün daha Nepallilerle karşılıklı gülümseyeceğim ve bu gülüşleri eve götüreceğim kalbimde.

1 Mart 2019 Cuma

Kathmanduda yazılar 5


Sanırım bir şehrin en çok rengarenk olmasını seviyorum. Burası lamaların kırmızıları, nepalin dilek bayrakları, baharatları, tozları, her köşe başında yakılan tütsü kokuları, zihni hep aktif tutan o uyarıcı kokular. Bir şehir deyince zihninizde canlanacak ama içine neşe serpiştirilmiş, herkesin gülümsemesiyle daha da güzelleşen bir şehir burası. Sokak satıcılarının çerezlik kızartmalarin baharatları, malalar, boncuklar satan dükkanlar, diger bir köşebaşındaki yanan onlarca mum ışığının ahengi, her meydanda kendini asla eksik etmeyen güvercin sürüleri,  her yerde kendini sevdiren besili mutlu sakin köpekler, ve ibadetini eden lamalar. Aslında her sabah gördüğümüz bir manzara bu. Bunlar olurken sabah hala 7 gibi değil. Şehir kendini öyle sevgiyle açtı ki bize her adımı keyif dolu. 

Şehirlerde ve diğer insanlarda kayıp parçalarımızı ararken, burada  kaygısız huzurun var olduğunu görüyorum. Bilmek, yapabilmeye dönüştüğünde, icsellestirdigimde kendimi de şehirler kadar sevebileceğim.

Sevgi demişken bu seyahatin öncesine ve bulunduğu sürece eşlik eden tüm hayır duaları kalbimde lotus çiçekleri açtırıyor.
Dilerim yüzün hep gülsün.
Dilerim hep mutlu ol.
Dilerim bu deneyim gönlüne göre geçer.
Dilerim bu yolculuk sana beklentilerinin ötesinde güzellikler getirir.
Dilerim cok eğlenirsin.
Dilerim...
Öyle cok dua aldım ki bu yolculuk her şeyin ötesinde onlarca aynamla barışmamı sağladı. Teşekkürler tanrım, evren, buddha. Tashi Delel