9 Şubat 2020 Pazar

Bir garip quintet Ankarası

Bi yola girdim.
Dinlediğim bir müzik hücrelerime kadar işlerken 2 yıl önce yaşadığım bir karmaşayı yeniden hatırlattı zihmine. Birbirine çok yakın ama birbirinden çok uzakta 2 dünyamın keşismesi o kadar yakınken hislerimin bu kadar donuklaştığını hissetmem... Hissizleştiğim bir noktaya gelmem şu noktada girdiğim yolun yeni bir yol ayrımını gösteriyor bana.
Giden gelmiyor acep nedendiri çalan quintet, ud bendir çello ve drums ve klavye.
Sanki ritm içime içime işlerken geliyor cevaplar.
Bir sürüklenme sanki bir meditasyon. Sanki seçimlerimi hatırlatıyor yeniden.

Yeni seçimler...
Yol nereye?

3 Şubat 2020 Pazartesi

hayal yoga yürüyüşleri

hayal yürüyüşlerine devam ediyorum, bir hayal gerçekleşince nasıl olur en çok onu düşüneceğimiz bir yolculuk gibi anladım bunu. uzun, tek başına (telefon, müzik ya da bir yoldaş olmadan) çıkılan bu yürüyüşler daha 3.günden aklıma onlarca fikir getirirken bir de varolan zihnimdekileri bir düzene sokmama yardımcı oluyor. meğer yazmayı bir süredir aksattığım zamanlarda ne kadar çok uzak kalmışım kendimle yüzleşmelerden.
bu süreçte yogaya bakışım, hissedişim, algılayışım üzerine birçok soru sordum kendime. yogayı bu kadar hareket odaklı bir halde neden seviyorum? yoganın spiritüelliğini insanlara nasıl aktarabilirim? yoga neydi?
ben yogaya ilk başladığım zamanlarda 2017nin ilk aylarında barışık olmadığım bir bedenim, kamburlaşmış bir sırtım, insanlarla göz kontağı bile kurmakta zorlandığım bir iletişimsizlik halim ve hiçbir yere ait olmadığımı hissettiğim bir zaman diliminde, sürekli bir kaçış aradığım bir yerlerdeydim.

eğitmenlik eğitimine neredeyse sıfır bilgi ve fiziksel pratikle girdiğimde ilk 3 buluşmada bile hayatıma giren kavramlarla çok farklı şeyler olmaya başladı hem beden yapımda, hem enerji alanımda hem de kendime bakış açımda.
kendiyle kavgalı, pasif agresif bir tipken koşulsuz kabulu hissetmeye başladığım ilk yerlerden birisi oldu eğitim grubum. 6 aylık eğitim yolculuğu boyunca deneyimlediğim pratikler, kendimi anlamaya, özümü bulmaya yönelik birçok şey öğretti bana.
hele bazı kavramlar var ki sık sık duyduğum ama hayatıma kazandırmak için hep pratiğin içinde kalmam gereken...
'esneklik' benim ilk çektiğim kağıttı. dayanıklılık, denge, güç, bütünlük kavramlarının içinden. kendi alışkanlıklarına bu kadar sıkı sıkı bağlı hatta muhafazakar biriyken esneklikle tanışmam yıllar içinde adaptasyonumu kolaylaştırdı.
aslında kendimi olduğum gibi kabul etmediğimi hissettiğim, kadın kimliğimle barışmakta zorlandığım noktalarda bana olduğum gibi mükemmel olduğumu hatırlatan da bu kavramlar oldu. sonra inanın hayat daha da kolaylaşıyor.
psikoloji okurken hep bir şeyin eksik olduğunu hissettiğim yıllar geçirdim. o eksiğin de ruh, zihin ve beden bütünlüğü olduğunu da anlamam uzun sürmedi.
bu bütünlüğü sağlayanın bizi her an var eden nefesimiz, nefesimizle uyumladığımız hareketlerin bedendeki meridyenleri akışta ve dengede çalıştırarak zihnimizin daha sağlıklı çalıştığını, sadece bedenden ve zihinden ibaret olmadığımızı bu süreçteki karşıma çıkan birçok şeyle deneyimlediğim için tutunuyorum yogaya.

azıcık da özşefkat kavramını, gevşeyen kaslarla modun kolaylıkla değişebileceğini, aslında bilmek istediğimiz tüm cevapları içimize biraz daha kulak vererek belki meditasyonla belki içgüdülerimize güvenerek ve niyetlerle doğru orantılı bir yaşam kurabileceğimizi hep bu sayede hatırladım.
şükür etmenin önemini, dünyayı değiştirmeden olabildiği gibi sevgiyle varolan her şeyi kabul edebileceğimizi anladım.