15 Ekim 2023 Pazar

bir tohum hikayesi

tohumun tüm bir ağacın, hatta yaşamın bilgeliğini taşıdığını bilmek beni her zaman çok büyüler. koca bir çınara döneşebilen o tohum, çınar gibi görünmez elbet, çınarın tüm bilgeliğini ve çınara dönüşme potansiyelini taşır içinde. 
ağaçlar hem yeryüzü ile hem de gökyüzü ile bağlantıda olmayı hatırlatır bize. 
doğanın döngüselliği ile hem yaşamı hem de ölümü...
sembolik olarak kökler, insan olarak yaşamla kurduğumuz ilk yılları ve kökleri, gövde şimdiyi, dallar, yapraklar ve meyveler de gelişim öykümüze ve geleceğimize dair pek çok şeyle ilişkilendirilebilir. geçmiş, şimdi ve geleceği temsil eder bir ağaç. 
ağacın mitolojideki yerine okudukça, asırlardır gelen gelenekleri okumak beni ayrıca heyecanlandırdı.

hayal kurmak da bir tohum atmak gibi toprağa. doğru iklimi bulduğunda, sabırla çatlayacak, filizlenecek ve yeşerecek hayalimiz de. zamanı geldiğinde de döngüsünü tamamlayacak. ne çok şey var ağaçlardan öğrenecek. en çok da hatırlamaya çalıştığım şunlar:  bir ağacın temsil ettiği nitelikler sabır, çabasızlık, telaşsızlık. bir tohum taşıdığı potansiyeli filizlendiriyor, ben neden başka yerde büyümedim demiyor ya da az su gerektiren bir yerdeyse beni daha çok sulayın demiyor:) ihtiyacı olanı biliyor.  olanı olduğu gibi kabul etmek de bu sevdaya dahil. 



 

9 Ekim 2023 Pazartesi

kim olduğumu bilmek


bu tablosu daha önce yapıştırmış ya da düşünmüş olabilirim. sadece bugün diyemiyorum, bu aralar diyorum, depresif hissediyorum. işe yaramaz. ağlamaktan hiçbir şey yapamadığım günlere geliyorum. sonra çıkıp hayatın akışına kaldığı yerden devam ediyorum. gitmem gereken yerlere gidip, göstermem gereken eforu gösterebiliyorum. yorganın altında 14 saat geçirip bulaşıkları yıkayabiliyorum hala. iç dünyamda olanlara bakmaya zorlandığım zamanlar, dış dünyadaki felaketleri daha çok görüyorum.
savaşlar çıkıyor, küresel krizler. tehdit altında olma fikri giderek yaklaşıyor. tehdit yaklaşmadan önce fikirleri bile yetiyor. dünyanın acısını görmek, daha kötüsü olacağından korkmak, bütün bu olanlara öfkelenmek, değişsin istemek...
bir yandan da dünyanın hep böyle bir yer olduğunun bilinci ve kabulü. her şeyiyle hayat diyebilmek. zaten yeterince zorlanıp baş etmek yolları öğrenirken, insanların da baş etmeleri için gereken yöntemlerini beraber keşfedebilmek. 
bugün dünyadaysam, bu hayatta, bu bedende, bu kimlikle var olduysam, elimde araçlar ve motivasyon var iken, daha çok hareket edeceğim, daha çok insana ulaşıp, acıyı da kederi de neşeyi de paylaşacağım. uyandım.