11 Ağustos 2024 Pazar

karavanlı bir yaşama geçiş

  Merhaba! 5-6 yıl Alanya'da yaşadıktan sonra Ankara'ya taşınıp evlendim. Bu bloga 2010lu yıllardan beri bir şeyler yazıp eklerim. bazı yazıları yazıp arşivde bırakır, bazı yazıları depresif hallerde yazarım. Hiç yazma motivasyonumun olmadığı zamanlar da geldi geçti. Çeşitli aralardan, içsel sancılı dönemlerden bolca da terapi seansından sonra, asıl özümde sevdiğim bazı şeyleri yeniden anlatmak için buraya geldim. Ben Gevher. yazmayı, bazen anlatmayı, yüzmeyi, bisiklete binmeyi, yeni yerler görmeyi ve insan hikayeleri dinlemeyi çok severim. Ufka bakmayı çok sevdiğimi de artık Ankara gibi bir büyük şehirde yaşamaya başladıktan, 30'lu yaşlarımda terapistlik yapmaya başladıktan ve travma konusunda daha çok bilgi sahibi olup, stresimi yönetmekte zorlanmaya başladıktan sonra anladım. Yetişkin olup, tüm sorumluluğunu kendin aldığın bir yaşam Türkiye koşullarında da tüm dünyada olduğu gibi gerçekten çok eforlu. Nispeten küçük şehirlerde ve denize, doğaya yakın yerlerde yoga ve öğretmenlik yaparak yaşadığım hayatımdan şehir hayatında çok hızlı olmasa da yaptığım geçiş bütün hayatımın seyrini değiştirdi.  İhtiyaçlarımız ben çalışma hayatına girdikçe, kurumsal işlere dahil oldukça iyice güncellendi. 


minik evimiz, tosbağamızla yollara düşüyoruz ikidir. bu sefer 2000+km yol yapmak için ankaranın kuzeybatısı, çanakkaleye doğru çıktığımız -nispeten- uzun bir tatil yolculuğundan yazıyorum size. bu minik evin içinde düşünmek, üretmek, kahvaltılar hazırlamak ve daha önce hiç uyanmadığın yerlerde uyanmak çok keyif verici. seyyar evde internet erişimin olduğu ve online olabildiğin her yerde çalışmak da mümkün üstelik. online seanslarım oluyor, bu hafta tüm işlerime biraz mola versem de ara vermediğim online seanslarım da olacak. online çalışabilmek dünyanın birçok noktasıyla bağlantı kurma imkanı verdiği için inanılmaz bir özgürlük sağlıyor. pek çok şeyin de sürdürülebilirliğini sağlıyor. bir çift olarak yaşamımızın yepyeni bir dönemine geçtik. bu dönem 1+1 yaşadığımız eve alternatif bir ofis imkanı da sunuyor bize, şimdiden sağladığı alan; genişlik  ve ferahlık getirdi ailemize.



Şu çift kişilik yatağın 4 kişilik bir yemek masasına dönüştüğünü bilmek ve gökyüzüne açılan bir tavan penceresinin beni bu kadar mutlu edeceğini asla bilemezdim bu karavanın duvarına yaslanıp meditasyona oturmadan önce. Artık mesai dışı zamanlarımız için bize eşlik edecek bir yol arkadaşımız var. onun henüz bir ismi yok. sadece bu yaz tatilinde birbirimize kavuştuğumuzdan beri göl-deniz kenarlarından beraber geçmişliğimiz, o muazzam manzaralara uyanmışlığımız var. karavan kamp alanlarında çok yeni olsak da doğaya yakın, müstakil hayatların içinde daha çok zaman geçireceğimizi bilmek inanılmaz. bir kültür de oluşmaya başlıyor gibi. ufuk çizgisine uzun süre bakma ihtiyacı, Ankara'dan 9.kat apartmandan çıkıp derin bozkırlar görünce bile keyfinin yerine gelmesiyle anlaşılıyor sanki. Ben müstakil evde büyüdüm 18 yaşıma kadar da öylece devam etti. Şimdi en çok özlediğim şey toprağa yakın olmak diyorum. karavanda olmak bunu sağlıyor bizim için. mümkün olduğu kadar sadeleşmeye çalışıyoruz aslında. yazmayı, okumayı, en çok kahvaltı etmeyi seven bir çift olarak da bunu deneyimleyeceğiz gibi görünüyor. karavanlar için organize edilmiş kamp alanları var ve burada da insanlar keyiflerine son derece düşkün tatil yapıp, kamp atıyorlar :) 

çeşitli rotalar ve karavan gezilerinden çıkan her telden yazıları paylaşmaya devam edeceğim. bu yazı alanını açıp hangi fotoğrafı seçeceğim diye düşünmeyi bile çok özlemişim onu fark ediyorum bu yazının sonuna gelirken. sevdiğimiz, bize keyif veren her neyse onunla üretmeye, beslenmeye, büyümeye devam!


Hiç yorum yok: